iş kazasında ölen kişinin ailesinin hakları

Mahkeme, mağdur eş için 94 bin 728 TL maddi, 25 bin 500 TL manevi, çocuk için 33 bin 534 TL maddi, anne ve baba için 17’şer bin lira manevi, kardeşler için 4 bin 750’şer TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 14 Mart 2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine hükmetti. Mahkeme, kaza günü henüz doğmamış olan Medeni kanun miras hukuku! 19-09-2013 02:51:00. Medeni kanun miras hukuku anlatımında mirasçıların kimler olduğundan bahsediliyor. Buna göre mirasçı olacak kişiler ölen kişinin çocukları,eşi,anne babaları, kardeşleri, evlatlığı ve evlilik dışı hısımları olarak belirtiliyor Ölümler ölüm olayının meydana geldiği tarihten itibaren 10 gün içinde halk sağlığı müdürlüğü tarafından elektronik ortamda nüfus müdürlüğüne bildirilir. Ölüm olayları nüfus müdürlüğüne bildirilirken ölen kişinin nüfus cüzdanı/kimlik kartı aslı da nüfus müdürlüğüne gönderilir. Ölen kişinin işkazasında ölen işçiyi, üç yaşmdan beri büyüten ve onun yardımından yararlanan ve onun ölümüyle bu yardımdan yoksun kalan davacı (üvey anne)mn gerçekleşen maddi tazminat ile takdir edilecek manevi tazmina tm verilmesine karar verilmesi gerekir (9. HD. 19.3.1970, K. 2678, Çenberci, s. 811 N. 178). 29 Aralık 2021. A A. Geçtiğimiz ay iş kazası sonucu hayatını kaybeden KHK’lı polis memuru Yurdal Gökçe’nin, OHAL Komisyonu tarafından görevine iade edildi ortaya çıktı. Soykırıma uğratıp, başka işte çalışmak zorunda kaldığı için çatıdan düşüp ölen Yurdal Koçer göreve iade edilmiş. Utan! Site De Rencontre Pour Jeune Sans Inscription. İş kazası sonucu yaralanan işçinin tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. İşçi kendisinin yaralanmasına yol açan olayda kusurlu olan işverenden maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Bu yazımızda Adana avukatlarından Saim İNCEKAŞ tarafından iş kazası neticesinde maddi ve manevi tazminatın nasıl talep edileceği, dilekçenin nasıl hazırlanacağı ve iş kazası sonrası dava süreci kaleme alınmıştır. Bu yazımızda yer alan konu başlıkları şu şekildedir İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -1-İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -2-İş Kazası Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davası Dilekçe Örneği -3-Adli Yardım Talepli İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -4-İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -5-İş Kazası Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat Dilekçesi -6-İş Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Dilekçesi -7-İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -8-İş Kazası Belirsiz Alacak Dava Dilekçesi -9-İş Kazası Alacak Davası Dilekçesi -10-Ölümlü İş Kazası Dava Dilekçesi -11-İş Kazası Dava Dilekçesi -12-İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -13-Ölümlü İş Kazası Dava Dilekçesi 14İş Kazası Dava Dilekçesi 15 Hızlı Tren Yapım İşiİş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi 16 Köprü Yapım İşi Esnasında Meydana Gelen Kazaİş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -1- ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE ADLİ YARDIM TALEPLİDİR. DAVACI VEKİLİ Adana İncekaş Hukuk Bürosu Avukatları DAVALI KONUSU İş kazası nedeniyle her türlü fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla; Tedavi giderleri, Kazanç kaybı, Çalışma gücünün azalmasından ve yitirilmesinden doğan kayıplar, Ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı kayıplar olmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL maddi; TL manevi tazminatın kaza tarihi olan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebidir. TL fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla AÇIKLAMALAR Müvekkilimiz, Adana Tersanesinde tarihinde borucu ustası olarak çalışmaya başlamıştır. Müvekkil, tarihinde demir kesim makinesinde kesim yaptığı esnada, içeri alev kaçmasından dolayı hortum patlamış ve sağ elde extansör yüzde yanık, flexör yüzde el ve el bileğinde yanık oluşmuştur. Ek-1- Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu Raporu – 1 Sayfa İş kazasına işveren tarafından sebebiyet verilmiş olup; işverenin kusuru ve sorumluluğu tartışmasızdır. Davalı şirket müvekkilimin iş kazası geçirmesi nedeniyle yaşadığı zarardan sorumludur. Davalı işveren, işçilerinin zarar görmemesi için gerekli önlemleri almamış dikkat ve özeni göstermemiştir. İş yerinde gerekli kontrol ve denetim mekanizmasının kurulması, yetki, görev ve sorumluluklarının kesin olarak belirlenmesi ve tüm çalışanların görev ve sorumlulukları ile ilgili ve iş güvenliği ile ilgili olarak eğitilmesi, iş güvenliği ile ilgili gerekli önlemlerin alınması, bu önlemlere uyulup uyulmadığının her aşamada kontrol ve denetim altında tutulması, bu amaca yönelik olarak gerekli personel istihdam edilmesi gerekmekte olup bu konuda sorumluluk işverene aittir. Davalı iş yerinde iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili olarak yasal mevzuat çerçevesinde alınması gereken tedbirlerin hiçbiri alınmamış, gerekli eğitimler çalışanlara verilmemiş, işin barındırdığı risklerle ilgili olarak herhangi bir tedbir alınmadığı gibi çalışanların kendilerini kazalara karşı koruyacak hiçbir güvenlik ekipmanı dahi verilmemiştir. Özel eldivenve benzeri gibi hiçbir güvenlik ekipmanı müvekkile teslim edilmemiştir. İş yerinde iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili alınması gereken önlemler alınmadığı gibi, kontrol mekanizmaları kurulmamış, çalışanlara hiçbir bilgilendirme ve uyarı yapılmamış ve bu nedenle kazanın oluşumunda müvekkilin kendisinin bir kusuru bulunmamaktadır. Kaldı ki, müvekkilimiz kazanın meydana geldiği iş makinesinde, kendi iş tanımına aykırı olarak, hiçbir eğitim almaksızın çalışmak zorunda bırakılmıştır. İş başı yaptığı günden itibaren müvekkil iş ekipmanlarını kendi imkanları dahilinde tedarik etmiştir. İş kazasının vuku bulduğu anda da müvekkilin elinde işe uygun olmayan sarı eldiven bulunmaktadır. İş kazasının meydana gelmesinde sorumluluk ve kusur tamamen davalı işverene ait olup; davalı işveren, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 4. vd maddelerinde belirtilen kanuni yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. 6331 sayılı Kanunun 4. maddesinin a ila d fıkraları; “1 İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; a Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. b İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. c Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. ç Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır. d Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.” hükmünü düzenlemektedir. Görüldüğü üzere kanun işverene, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin eğitimleri vermenin ve gerekli tedbirleri almanın yanında işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine işçilerin uyup uymadığını izleme, denetleme ve uygunsuzlukları gidermekle sorumlu tutmaktadır.” Hükmüne havidir. Dolayısıyla iş kazasının meydana gelmesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirleri almayan Davalı işveren birinci derecede kusurlu ve sorumludur. Ayrıca müvekkilimizin kullanmış olduğu kesim makinesinde bozma şaloması diye bilinen aletin girişinde olması gereken geri tepmez vanası bulunmamaktadır. Davalı işvereni müvekkilimize her türlü destekte bulunacağını söylemişse de maalesef herhangi bir desteği olmamıştır. İşveren kaza ile ilgili SGK’ya bildirimde dahi bulunmamıştır. Müvekkilimiz elindeki evrakları ile SGK’ya başvurarak iş kazasını bildirmiştir. Müvekkilimizin gerçekleşen kaza ile ilgili ihmali dahi yoktur. Gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması sebebiyle bu elim kazanın gerçekleştiği ortadadır. Müvekkilimiz geçirmiş olduğu iş kazasından sonra, …….. Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmış ve tedavisi hala sürmektedir.Ek-2…….. hastanesi ……..numaralı raporu – 1 sayfa ……. Devlet Hastanesi’nden tedavi ve maluliyetine ilişkin raporu alınmış olup, müvekkilimizin % … oranında maluliyeti bulunmaktadır. Davacı müvekkilin daha önce geçirmiş olduğu başka bir iş kazası mevcut olmayıp, doğuştan veya sonradan bir engeli de yoktur. Yanık sebebiyle halen ağrılar içerisindedir. Kaza neticesinde istirahatli kalmış bu süreçte davalı ile iş akdi devam etmektedir. Müvekkil davalı iş yerinde yevmiye ile çalışmaktadır. Müvekkile kaza tarihinden bu yana parça parça 200 TL- 200 TL- 250 TL olmak üzere toplamda 650 TL ödeme yapılmıştır. Müvekkil iş bu kaza neticesinde bir süredir çalışamamaktadır ve oluşan maluliyet nedeniyle de artık mesleğini eskisi gibi yapamayacak hale gelmiştir. Beden tamlığı ihlal edilen müvekkil, bir an için hiçbir maddi kayba uğramadığı düşünülse dahi, meydana gelen maluliyetinden dolayı eski işini yaparken daha fazla güç harcayacağı bu durum müvekkilin yıpranmasına, daha erken yaşta enerjisini yitirmesine neden olmakla maluliyeti oranında tazminat tayini yoluna gidilmesi gerekmektedir. Kaza nedeniyle müvekkilimiz manevi olarak zarar görmüştür. Söz konusu kaza sonucunda artık düzenli olarak başkaca işlerde de maluliyeti dolayısıyla çalıştırılmayan müvekkilimiz, maddi yönden oldukça zor zamanlar geçirmiş ve hali hazırda da geçirmektedir. Müvekkilin, özel ve sosyal hayatı da işbu iş kazası sebebiyle fazlasıyla olumsuz etkilenmiştir. Nitekim, müvekkil elini eskisi gibi kullanamamakta, kullanmaya çalıştığında ise dayanılmaz ağrılar yaşamaktadır. Gerçekleşen talihsiz iş kazası neticesinde çocuklarına bakamaz ve evinin ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Yakınlarının desteği olmasa ayakta duramayacak hale gelmiştir. Müvekkilin maluliyet derecesi maruz kaldığı iş gücü/kazanç kaybını ortaya koymaktadır. Müvekkilimin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğramıştır. Bu sebeple müvekkilimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Zira kaza sebebiyle oluşan mağduriyetine rağmen şirket yetkilileri hiçbir şekilde müvekkilimle ilgilenmemiştir. Kaza sonrasında müvekkilimize maddi-manevi destek sağlanmamıştır. Mahkemenizce tespit edilebileceği üzere müvekkilin bu talebinin zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından talep ettiğimiz tazminat müvekkilin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır. Dolayısıyla kaza neticesinin Müvekkilin kendi ruh dünyasında hayata bakışını ve ümitlerini kırdığı ve psikolojik olarak çok yıprattığı ortadadır. Özellikle kazanın meydana gelmesinde Davalı işverenin tam kusurlu olması ve ihmalinin ciddi oranda yüksek olması yaşanılan bu travmayı daha da artırmıştır. Açıklanan hususlar da değerlendirilmek kaydıyla; müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle meydana gelen maluliyetin herkesçe görülebilir olması; bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, tüm bunlarla da sınırlı kalmayıp sakatlık sebebiyle iş bulamaması ve bulabilmesinin çok zor olması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ızdırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi için manevi tazminat talep etme zorunluluğu doğmuştur. Müvekkilimizin sürekli sakatlığı sebebi ile dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır. İş bu nedenle müvekkilimiz için maddi ve manevi tazminatının tahsili sebebiyle huzurdaki davayı açmak gereği hâsıl olmuştur. Delil listemiz ve listemizde bulunan ekler dava dosyası ekinde sunulduğundan dava dilekçesi ile birlikte davalı tarafa tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz. HUKUKİ NEDENLER İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, TMK, HMK ve ilgili mevzuat. HUKUKİ DELİLLER SGK Kayıtları, iş kazası tahkikat dosyası, Darıca Farabi Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, tedavi evrakları, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma evrakları, sosyal ve ekonomik durum araştırması, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, keşif ve her türlü kanuni delil. SONUÇ VE İSTEK Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; 1 Adli müzaheret talebimizin kabul edilmesine, 2 Haklı davamızın kabulüyle ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; Yapılacak yargılama sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 200,00. TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, TL manevi tazminat olmak üzere toplam TL olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini müvekkil adına saygıyla arz ve talep ederiz. Davacı Vekili İş Kazası Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat Dilekçesi İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -2- ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE; DAVACI VEKİLİ DAVALI/LAR KONU İş kazası nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik .00TL maddi, .000TL. manevi toplam .000TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemidir. AÇIKLAMALAR Müvekkilimiz davacı, operatörü olarak çalışmaktadır. . tarihinde da yeni hastane inşaatının şantiyesinde olarak görev yapmakta iken toprak kayması yaşanmış, müvekkil toprak ve kaya yığını altında kalmış İtfaiye ve Akut görevlilerince çıkarılmıştır. Söz konusu kazada bir kişi de hayatını kaybetmiştir 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77. maddesi uyarınca; işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar Kaza tespit tutanağına bakıldığında şantiye alanı ve çevresinde iş güvenliği ile ilgili herhangi bir uyarı yada ikaz levha ve işaretinin bulunmadığı görülmüştür. Tamamıyla kusur davalılardadır. Müvekkil olayın akabinde Bartın devlet Hastanesine kaldırılmış vücudunda birden çok kaburga kırığı meydana gelmiş ve Zonguldak Atatürk hastanesine sevk edilmiştir. Yine olayın oluş şekli ve vehameti ile yanında arkadaşının feci şekilde hayatını kaybetmesi de müvekkilin psikolojisini sarsmış ve Devlet Hastanesinden bozuklukları raporu verilmiştir. Dolayısıyla manevi açıdan da çok sarsılmıştır. Yaralanması sonucu %25 oranında çalışma gücünü kaybettiğine ilişkin Bartın Devlet Hastanesi raporu ektedir. Müvekkilim nitelikli bir eleman olduğu için TL net maaş almaktadır. operatörüdür Bundan önce de diğer çalıştığı yerlerde aldığı ücretlere ilişkin evraklar da ekte tarafımızdan sunulmaktadır. Müvekkil olay anından beri tedavi süresince ve bugüne kadar çalışamamıştır. Çok fazla maddi kaybı vardır. Geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı için şimdilik 250,00 TL Sürekli iş göremezlik nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı için şimdilik 250,00 TL Tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan masraflar için şimdilik 250,00 TL Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar için şimdilik 250,00 TL Müvekkilin söz konusu iş kazası nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların davalı işveren tarafından tazmin edilmesini sağlamak amacıyla işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur. HUKUKİ NEDENLER 4857 S. K. m. 77, 818 S. K. m. 55 ve ilgili mevzuat. HUKUKİ DELİLLER İşyeri özlük dosyası, Ücret durumuna ve gelire ilişkin belgeler, İş kazası tahkikat dosyası ve evrakları, Geçici iş göremezlik belgeleri, Çalışma kaybı oranına ilişkin hastane kurul raporu, Devlet Hastanesi ve Devlet Hastanesinden istenecek tüm tedavi belgeleri, Reçeteler Raporlar, Bilirkişi incelemesi, Tanık beyanları, Emsal Yargıtay Kararları ve diğer deliller. SONUÇ VE İSTEM Yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak üzere, 00 TL maddi ve TL manevi olmak üzere toplam .000,00 TL. tazminatın kaza tarihi olan 23/09/2018 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. Davacı İş Kazası Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davası Dilekçe Örneği -3- ADANA İŞ MAHKEMESİNE DAVACI …. VEKİLİ …. DAVALILAR 1- .. DAVA KONUSU İş kazası sonucu iş kaybına uğranılması sebebiyle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak üzere maddi, TL. manevi tazminat olmak üzere toplam TL’nin kazanın meydana geldiği 04/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talebimizdir. DAVA DEĞERİ Fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile TL. Maddi , TL. Manevi olmak üzere toplam TL. tazminat talebidir. AÇIKLAMALAR 1- Müvekkil davacı, davalıya ait işyerinde ….. Kimlik numarasıyla, inşaat sıvacı ustası olarak çalışmakta iken 04/05/2018 tarihinde iş kazası geçirmiş olup, iş kazası sebebiyle görme fonksiyonunu büyük oranda kaybederek malul olmuştur. 2- Müvekkilim davalı …. yanında inşaat sıvacı ustası olarak çalışmakta iken 04/05/2018 günü saat 1000’ da beton kırdığı sırada beton çivisinin gözüne isabet etmesi sonucu sağ gözünden yaralanmıştır. İş kazası sonrası müvekkilim kendi imkânlarıyla …..ne giderek tedavi olmuştur. 4- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. ve 5. Maddeleri işverenin sorumluluğunu düzenlemiştir. Şöyle ki; İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu kapsamda, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesini sağlamakla yükümlü kılınmıştır. İşyeri bazında alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetleme, risk değerlendirmesi yapma ya da yaptırma, çalışana görev verme esnasında çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden uygunluğunu göz önünde tutma, yeterli bilgi ve talimat verilenler dışında çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmesini engelleme gibi yükümlülükler de işverene yüklenmiştir. Yargıtay’a göre İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. ve 5. maddeleri ile bunu uygun olarak çıkarılan iş güvenliği yönetmelikleri hükümleri işverenin sorumluluğunu objektifleştiren kriterler olarak değerlendirilmelidir. Bu sebeple mevzuatta yer alan teknik iş güvenliği kurallarına uyulmaması işverenin kusurlu davranışı olarak kabul edilmelidir. Ancak, işveren sadece anılan yazılı kurallara değil, yazılı olmayan ve teknolojinin gerekli kıldığı önlemlere aykırı davrandığında da kusurlu görülerek oluşan zararı karşılamalıdır.Yargıtay Dairesi, Esas No 2017/1974, Karar No 2017/3193, 5- İşveren iş sağlığı ve güvenliği hususunda yukarıda belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Meydana gelen kazada işveren davalının kusuru tamdır. 6- Müvekkilin maluliyeti nedeniyle mesleki işlerini yapmakta iken zorlanmakta olup bu durumun yaşamı boyunca sürecek olması, yapacağı her işte maluliyetinden dolayı kaybettiği beden gücügörme azlığı oranında fazla güç sarf ederek çalışacak olması yani efor kaybı sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunması gereği doğmuştur. Müvekkilim geçirmiş olduğu iş kazasında görme fonksiyonunu % 50 oranında kaybetmesiyle birlikte uzun bir tedavi sürecinden geçmektedir. Aynı zamanda tedavi gereği ameliyat da olmuştur. 7- Yine müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle beden gücü kaybında meydana gelen yitikliğin herkesçe farkedilebilir olması, genç yaşta malul kalması ve bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, yaşama sevincini eksiltmesi, kendi iş alanında iş bulamaması ve bulamayacak olması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması, nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ızdırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi, yaşama sevincinin tazelenmesi için manevi tazminat talep etme gereği de doğmuştur. Yargıtay İçtihad’ı Birleştirme Kararı’na göre işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklanan olaylarda gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevî tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. 8- Meydana gelen iş kazasında gerekli özen ve dikkatin gösterilmemesi, gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle müvekkilimin ve ailesinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararların davalılar tarafından karşılanması, tazmin edilmesi gerekmektedir. 9- Yukarıda açıklanan sebeplerle müvekkilimin yaşadığı iş kaybı sonucu ortaya çıkan tedavi masrafları, kazanç kaybı, çalışma gücünün yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ve kendisi ile ailesinin yaşadığı manevi kayıpların tazmini için işbu davanın açma zaruriyeti hasıl olmuştur. HUKUKİ SEBEPLER Yargıtay içtihatları, BK, HMK, İş Kanunu, 5510 Sayılı Kanun, İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatı ve sair mevzuat. DELİLLER 1-Müvekkile ait SGK sicil dosyası 2- Müvekkilin sağlık durumuna ilişkin rapor ve belgeler 3- Keşif, tanık, bilirkişi incelemesi ile sair yasal deliller. SONUÇ VE İSTEM Yukarıda belirttiğimiz hususlar göz önüne alınarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla TL. maddi, TL. manevi olmak üzere toplam TL. tazminatın kazanın meydana geldiği 04/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. DAVACI VEKİLİ Adli Yardım Talepli İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -4- ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’ NE ADLİ YARDIM TALEPLİDİR. DAVACI ADRES VEKİLİ Av. ADRES DAVALI ADRES KONUSU Öncelikle adli müzaheret talebimizin kabulü ile …….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, TL manevi tazminat olmak üzere toplam TL tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebidir. Belirsiz alacak davasıdır. DAVA DEĞERİ TL İş Kazası Sebebiyle Maddi -Manevi Tazminat AÇIKLAMALAR Müvekkilimiz …………, …………. isimli şirket Biga’da bulunan fabrikasında 21 Şubat 2016 şoför olarak çalışmaya başlamıştır. Aynı gün yani çalışmaya başladığı ilk gün kendisinin kullanacağı 34 ………… plakalı kamyonun brandasını örtmeye çalıştığı esnada, lastiğin üzerinde, elinde tuttuğu branda lastiği kopmuş ve yaklaşık metre yükseklikten savrularak düşmüştür. Kaza sonucunda müvekkilim yaralanarak sakat kalmıştır Davalı şirket müvekkilimin iş kazası geçirmesi nedeniyle yaşadığı zarardan sorumludur. Davalı işveren, işçilerinin zarar görmemesi için gerekli önlemleri almamış dikkat ve özeni göstermemiştir. Olayla ilgili ceza soruşturması yapılmış, ancak davalı işveren her türlü desteği göstereceğini söylediğinden müvekkilim kendisinden şikâyetçi olmamıştır. Davalı işverenin müvekkilime her türlü destekte bulunacağını söylemişse de maalesef herhangi bir desteği olmamıştır. İşveren kaza ile ilgili SGK’ya bildirimde dahi bulunmamıştır. Müvekkilimiz elindeki evrakları ile SGK’ya başvurarak iş kazasını bildirmiştir. Müvekkilimizin gerçekleşen kaza ile ilgili ihmali dahi yoktur. Kamyonun üzerine çekilecek olan brandanın eskimiş olması sebebiyle bu elim kazanın gerçekleştiği ortadadır. Zira sürekli olarak kullanılan lastiğin bir ömrü vardır ve kaza brandanın değiştirilmemesi sebebiyle meydana gelmiştir. Müvekkilimiz kazadan sonra ameliyat olmuş operasyonlar geçirmiştir. Belinde 8 tane platin bulunmaktadır. 2 kalçası da kırılmış halen ağrılar içerisindedir. Kaza neticesinde 5 ay istirahatli kalmış bu süreçte davalı ile iş akdi sona ermiştir. Müvekkilimize 5 aylık dönemde maaş da dahil hiçbir ödeme yapılmamıştır. Sayın mahkemeniz aracılığıyla Çanakkale Devlet Hastanesi ve Biga Devlet Hastanesi’nden tedavi evraklarının celp edilmesini talep ediyoruz. Müvekkilimiz ilk iş günü kaza gerçekleştiği için davalı işverenden maaş alamamıştır. Ödenecek ücretle ilgili kendisine iş sözleşmesi veya yazılı belge de verilmemiştir. Ancak bu şirkette çalışmaya başlamadan önce Çanakkale Biga’da İçdaş’ta yine şoför olarak çalışmıştır. Müvekkilimizin önceki iş yerinden aldığı son maaşı ………. TL dir. Bu sebeple müvekkilimizin kıdem ve çalışma şartlarında çalışan bir şoförün ücretinin öğrenilmesi için emsal ücret araştırması yapılmasını talep ediyoruz. Kaza nedeniyle müvekkilimiz manevi olarak zarar görmüştür. ………….. geçirmiş olduğu kaza sonucunda eskisi gibi mesleğini icra edememektedir. Görmüş olduğu zarar sebebiyle çalışamadığından çok zor durumlara düşmüş ve yakınlarının desteği olmasa ayakta duramayacak hale gelmiştir. Müvekkilimin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğramıştır. Bu sebeple müvekkilimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Zira kaza sebebiyle oluşan mağduriyetine rağmen şirket yetkilileri hiçbir şekilde müvekkilimle ilgilenmemiştir. Kaza sonrasında müvekkilimize maddi-manevi destek sağlanmamıştır. Mahkemenizce tespit edilebileceği üzere müvekkilin bu talebinin zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından talep ettiğimiz tazminat müvekkilin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır. Bu sebeple dilekçelerimizde talep ettiğimiz üzere karar verilmesini talep eder, gereğini arz ederiz. Müvekkilimizin sürekli sakatlığı sebebi ile dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır. İş bu nedenle müvekkilimiz için maddi ve manevi tazminatının tahsili sebebiyle huzurdaki davayı açmak gereği hâsıl olmuştur. Delil listemiz ve listemizde bulunan ekler dava dosyası ekinde sunulduğundan dava dilekçesi ile birlikte davalı tarafa tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz. HUKUKİ NEDENLER BK, HMK ve ilgili mevzuat. DELİLLER Biga Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları, Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ………….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, ifade tutanakları, Emsal ücret araştırması Bilirkişi raporu, Tanık, Bilirkişi raporları ve her türlü yasal delil. SONUÇ VE İSTEK Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Delil listesi ve ekleri dilekçemizle birlikte sunulmakla davalı tarafa tebliğine, Adli müzaheret talebimizin kabul edilmesine, ………….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, TL manevi tazminat olmak üzere toplam TL tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini müvekkil adına saygıyla arz ve talep ederim. Davacı Vekili Av. Saim İNCEKAŞ Delil Listesi Biga Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu Ek 1 Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları Celp Edilecek Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ……….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, Ek2 İfade tutanakları,Ek3 İş kazası anını gösteren CD kaydı Daha sonra sunulacaktır Bilirkişi raporu, Tanık, Emsal Ücret Araştırması Her türlü yasal delil. Davalı delillerine karşı delil sunma hakkımızı saklı tutuyoruz. İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -5- X İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’ NE ADLİ YARDIM TALEPLİDİR. DAVACI ADRES VEKİLİ Av. ADRES – Adres Antettedir- DAVALI ADRES KONUSU Öncelikle adli müzaheret talebimizin kabulü ile …….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, TL manevi tazminat olmak üzere toplam TL tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebidir. Belirsiz alacak davasıdır. DAVA DEĞERİ TL İş Kazası Sebebiyle Maddi -Manevi Tazminat AÇIKLAMALAR Müvekkilimiz …………, …………. isimli şirket Biga’da bulunan fabrikasında 21 Şubat 2016 şoför olarak çalışmaya başlamıştır. Aynı gün yani çalışmaya başladığı ilk gün kendisinin kullanacağı 34 ………… plakalı kamyonun brandasını örtmeye çalıştığı esnada, lastiğin üzerinde, elinde tuttuğu branda lastiği kopmuş ve yaklaşık metre yükseklikten savrularak düşmüştür. Kaza sonucunda müvekkilim yaralanarak sakat kalmıştır Davalı şirket müvekkilimin iş kazası geçirmesi nedeniyle yaşadığı zarardan sorumludur. Davalı işveren, işçilerinin zarar görmemesi için gerekli önlemleri almamış dikkat ve özeni göstermemiştir. Olayla ilgili ceza soruşturması yapılmış, ancak davalı işveren her türlü desteği göstereceğini söylediğinden müvekkilim kendisinden şikâyetçi olmamıştır. Davalı işverenin müvekkilime her türlü destekte bulunacağını söylemişse de maalesef herhangi bir desteği olmamıştır. İşveren kaza ile ilgili SGK’ya bildirimde dahi bulunmamıştır. Müvekkilimiz elindeki evrakları ile SGK’ya başvurarak iş kazasını bildirmiştir. Müvekkilimizin gerçekleşen kaza ile ilgili ihmali dahi yoktur. Kamyonun üzerine çekilecek olan brandanın eskimiş olması sebebiyle bu elim kazanın gerçekleştiği ortadadır. Zira sürekli olarak kullanılan lastiğin bir ömrü vardır ve kaza brandanın değiştirilmemesi sebebiyle meydana gelmiştir. Müvekkilimiz kazadan sonra ameliyat olmuş operasyonlar geçirmiştir. Belinde 8 tane platin bulunmaktadır. 2 kalçası da kırılmış halen ağrılar içerisindedir. Kaza neticesinde 5 ay istirahatli kalmış bu süreçte davalı ile iş akdi sona ermiştir. Müvekkilimize 5 aylık dönemde maaş da dahil hiçbir ödeme yapılmamıştır. Sayın mahkemeniz aracılığıyla Çanakkale Devlet Hastanesi ve Biga Devlet Hastanesi’nden tedavi evraklarının celp edilmesini talep ediyoruz. Müvekkilimiz ilk iş günü kaza gerçekleştiği için davalı işverenden maaş alamamıştır. Ödenecek ücretle ilgili kendisine iş sözleşmesi veya yazılı belge de verilmemiştir. Ancak bu şirkette çalışmaya başlamadan önce Çanakkale Biga’da İçdaş’ta yine şoför olarak çalışmıştır. Müvekkilimizin önceki iş yerinden aldığı son maaşı ………. TL dir. Bu sebeple müvekkilimizin kıdem ve çalışma şartlarında çalışan bir şoförün ücretinin öğrenilmesi için emsal ücret araştırması yapılmasını talep ediyoruz. Kaza nedeniyle müvekkilimiz manevi olarak zarar görmüştür. ………….. geçirmiş olduğu kaza sonucunda eskisi gibi mesleğini icra edememektedir. Görmüş olduğu zarar sebebiyle çalışamadığından çok zor durumlara düşmüş ve yakınlarının desteği olmasa ayakta duramayacak hale gelmiştir. Müvekkilimin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğramıştır. Bu sebeple müvekkilimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Zira kaza sebebiyle oluşan mağduriyetine rağmen şirket yetkilileri hiçbir şekilde müvekkilimle ilgilenmemiştir. Kaza sonrasında müvekkilimize maddi-manevi destek sağlanmamıştır. Mahkemenizce tespit edilebileceği üzere müvekkilin bu talebinin zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından talep ettiğimiz tazminat müvekkilin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır. Bu sebeple dilekçelerimizde talep ettiğimiz üzere karar verilmesini talep eder, gereğini arz ederiz. Müvekkilimizin sürekli sakatlığı sebebi ile dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır. İş bu nedenle müvekkilimiz için maddi ve manevi tazminatının tahsili sebebiyle huzurdaki davayı açmak gereği hâsıl olmuştur. Delil listemiz ve listemizde bulunan ekler dava dosyası ekinde sunulduğundan dava dilekçesi ile birlikte davalı tarafa tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz. HUKUKİ NEDENLER BK, HMK ve ilgili mevzuat. DELİLLER Biga Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu, Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları, Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ………….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, ifade tutanakları, Emsal ücret araştırması Bilirkişi raporu, Tanık, Bilirkişi raporları ve her türlü yasal delil. SONUÇ VE İSTEK Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Delil listesi ve ekleri dilekçemizle birlikte sunulmakla davalı tarafa tebliğine, Adli müzaheret talebimizin kabul edilmesine, ………….. için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik TL bedensel maluliyet nedeniyle maddi tazminat, TL manevi tazminat olmak üzere toplam TL tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini müvekkil adına saygıyla arz ve talep ederim. tarih Delil Listesi X Devlet Hastanesi Genel Adli Muayene Raporu Ek 1 Çanakkale Devlet Hastanesi Tedavi Evrakları Celp Edilecek Biga Cumhuriyet Başsavcılığı ……….. Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, Ek2 İfade tutanakları,Ek3 İş kazası anını gösteren CD kaydı Daha sonra sunulacaktır Bilirkişi raporu, Tanık, Emsal Ücret Araştırması Her türlü yasal delil. Davalı delillerine karşı delil sunma hakkımızı saklı tutuyoruz. tarih Davacı Vekili İş Kazası Nedeniyle Maddi-Manevi Tazminat Dilekçesi -6- ADANA X İŞ MAHKEMESİNE ***ADLİ YARDIM TALEPLİDİR DAVACI VEKİLİ DAVALI DAVA İş Kazası Nedeni ile Maddi ve Manevi Tazminat Davasıdır DAVA DEĞERİ 1,000,00 TL Maddi Tazminat Fazlaya ilişkin talep hakkımız saklıdır 70,000,00 TL Manevi Tazminat Toplam alacak tutarı 71,000,00 TL AÇIKLAMALAR Müvekkil, tarihinden kaza tarihine kadar davalı işverene ait işyerinde aylık TL ücret ile şoför olarak çalışmış sonrasında ise kaza sebebi ile çalışamaz hale gelmiştir. Müvekkil tır şoförü olarak çalışmakta buna istinaden dorse ile yük alıp bırakmaktadır. tarihinde müvekkil her zaman yaptığı gibi yine 34 VV 1517 plakalı dorse ile Yalova Gümrük ithalat bölümüne gitmiş konteynırı dorseye yüklemek istemiştir. Fakat her zamanki gibi standartlara uygun olmayan dorseden bozma şaşe’ diye tabir edilen dorsenin olması sebebiyle konteynır dorseye oturmamış boşluk kalmıştır. Müvekkil de seyir esnasından konteynırın düşmemesi ve trafik kazası gibi bir faciaya yol açmaması için konteynırı dorseye oturmak istemiş ve bununla ilgilenmiştir. Konteynırı dorseye yerleştirmek ve boşta kalan köşedeki kilidi kapatmak isterken oturmayan konteynır köşesi müvekkilin sol elinin üstüne düşmüştür. Bunun üzerine müvekkil Özel Yalova Hastanesine kaldırılmış ve tedavisi başlamıştır. Ilk müdahale yapılmış ve ameliyata alınmıştır. Nitekim sol elindeki işaret, orta, yüzük ve serçe parmağı ezilmiş buna istinaden ameliyat ile kırık ve ezilmeler tedavi edilmeye çalışılmıştır. Müvekkilin tedavisi uzun süre devam etmiştir. Ciddi bir hissiyatsızlık ve iş gücü kaybı oluşmuştur nitekim müvekkile yaptığı işte aylarca çalışamaz raporu verilmiştir, rapor tarihi bitimi itibariyle de tarihinde işten çıkartılmıştır. Müvekkilin kazadan sonraki parmaklarındaki hissiyatsızlık ve parmaklarının kullanma oranı uzun süre devam süreçte müvekkilim aşırı derecede ızdıraplar çekmiştir. Halen sol elindeki ezilme ve parçalanmanın izleri gözle görünür şekilde tahribat oluşmuştur. Bu iş kazasında davalı İşveren ASLİ ve %100 kusurludur. Şöyle ki; Davalı işveren 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu ve bu kanunlara dayanak olarak çıkarılan iş sağlığı ve güvenliği tüzük ve yönetmelikleri çerçevesinde alması gereken tedbirleri yükümlülüklerine aykırı olarak almamıştır. Mevzuata göre işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını korumak, iş güvenliğini sağlamak için gerekli bütün tedbirleri almak, alınan ve alınacak tedbirlerin denetimlerini yapmak, işçilerin yapacağı işlerle ilgili mesleki riskleri belirleyerek gerekli uyarıları yapmak, yapılacak işle ilgili eğitimler vererek talimatlar doğrultusunda yapılmasını sağlamak zorundadır. Böyle olmasına rağmen İşveren şirket işçilere karşı olan bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş, gerekli çalışma alanını, güvenliğini temin etmemiş ve kazazede müvekkilin görevlere uyup uymadığını denetlememiş ve kurallara uymasını sağlamamıştır. Kazazede müvekkil için iş sağlığı ve güvenliği için gerekli herhangi bir döküman sağlamamıştır. Aksine müvekkilin ve onun gibi çalışan diğer işçilerin standartlara uygun olmayan dorseleri kullanmalarına göz yummuş bizzat kendi amirleri bile bunu dile getirmiş bilinçli olarak kullandırmaya devam etmişlerdir. Ekte sunduğumuz üzere whatsap adlı iletişim kanalından davalı işverende çalışan yetkili amirden bizzat gelen mesajda da görülecektir. Çalışma alanında gerekli önleyici önlemler almamış ve kazanın oluştuğu bölümde olası bir trafik kazası veya işçilerin hangi şartlarda konteynır taşıdığını belirleyen herhangi bir risk analizi yapılmamıştır. İşin yapıldığı alanda çalışma yapacak kişilerin görev tanımları, çalışma talimatları ve eğitimleri verilmemiştir. Müvekkilimin ve kendisi gibi çalışan diğer şoförlerin sürekli şikayet ettiği standartlara uygun olmaya dorselerde taşıma yapmalarını ve sorumluluk almalarını bizzat istemiştir. İşveren, işçilerin hayatlarını tehlikeye atmıştır. Kazanın meydana gelmesinde müvekkile atfı kabil bir kusur bulunmamaktadır. Zira gerek İş Kanunu gerekse İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu ve yönetmelikleri ve ortak hayat tecrübeleri uyarınca gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı ve denetimi yapmadığı, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmediği, gerekli eğitimi vermediği ve yine gerekli makineler, tesisat, araç ve gereçler bulundurmadığı için işveren, kazanın oluşmasında sorumlu ve %100 kusurludur. Mahkemenizce yapılacak yargılama sürecinde toplanacak deliller, dinlenecek tanık beyanları, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davamızın haklılığı ve işverenin %100 kusurluluğu kanıtlanacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu “Bedensel zararların giderleri, kaybı, gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak bölümlendirilmiştir. Beden bütünlüğünden bir organın eksilmesi, kopması veya işlevinin azalması ya da ussal ve ruhsal dengenin bozulması veya görüntünün değişmesi, kişinin iş görme yeteneğini azaltır, ya da büsbütün ortadan kaldırır. Bu durum kazanç kaybı veya kazanç eksilmesi sonucunu doğurduğu gibi, kişinin olağan yaşamını da zorlaştırır. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de, yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre sakatlığı oranında daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa bile sakatlığı oranında tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edilmekte; buna öğretide ve Yargıtay kararlarında “güç kaybı-efor kaybı” kuramı denilmektedir. Müvekkil beden işçisidir ve vücudu yandığı için kendi mesleğini yapamamakta, başka işlerde dahi çalışamamaktadır. Müvekkil parmaklarının ezilmesi sonrasındaaylarca sol elini kullanamamış, devam eden günler de ise tedavisi devam etmiş ve çalışamamıştır. Hala çalışamamaktadır. Iş gücü kaybı sebebiyle sakat kalmış artık sol elini kullanma iradesini büyük ölçüde kaybetmiştir. Arz ettiğimiz tüm bu nedenlerle davalı aleyhine müvekkilimin uğramış olduğu Maddi ve Manevi zararların tazmini için işbu davayı açma zaruretimiz doğmuştur. a-Müvekkilin uğramış olduğu iş kazası nedeni ile çalışma gücünü tamamen yitirmesinden, tedavi giderlerini tek başına karşılamasından, ekonomik geleceğinin temelden sarsılmış olmasından ve kazanç kaybına uğradığından dolayı şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile TL MADDİ TAZMİNATIN kaza tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile ödenmesine karar verilmesini, b-Müvekkilim daha genç yaşında cismani zarara maruz kalmış ve ruhsal sağlığı ağır şekilde bozulmuştur. 2 çocuklu bir baba olarak müvekkilin çalışma gücü yitirilmiş çocuklarına ve ailesini geçiminde zorlanmakta hala işsiz olarak eşine ve ailesinin desteğine muhtaç yaşamaktadır. Geçirmiş olduğu ağır iş kazası nedeni ile uğramış olduğu Manevi Üzüntü, Izdırap, Acı, Elem ve Keder nedeni ile TL MANEVİ TAZMİNATIN kaza tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini dileriz. Müvekkil aylardır çalışamadığı gibi işten de çıkartılmıştır parmaklarındaki hissiyatsızlık ve elini tam olarak kullanamadığı için sağlıklı bir insan gibi çalışamamakta bu sebeple de iş bulmakta güçlük çekmektedir. 2 çocuklu bir ailenin geçimini üstlenen müvekkil hala işsiz olmakla birlikte aile ve sosyal yardımlarla geçinmeye çalışmaktadır. Bu sebeple ekte de sunduğumuz üzere fakirlik belgesi ile durum ispat edilmeye çalışılmış yapılacak sosyal ekonomik araştırmada da bu ortaya çıkacaktır. Müvekkil mahkeme masraflarını karşılacayacak güçte değildir, bu sebeple adli yardım talebimiz mevcuttur. HUKUKİ NEDENLER İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, İş Güvenliği Kanunu, Yargıtay Kararları ve ilgili mevzuat. HUKUKİDELİLLER SGK Kayıtları, İşyeri Şahsi Sicil Dosyası, Bilirkişi İncelemesi, İş Kazasına İlişkin Tutanaklar, Doktor Raporları, Tanık, Yemin, İsticvap ve her türlü yasal delil. SONUÇ VE İSTEM Yukarıda izah etmiş olduğumuz ve sayın mahkemenizce resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle davamızın adli yardım talepli olarak kabulü ile; Müvekkilin sürekli iş göremezlik nedeniyle kazanç kaybına uğraması, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı kayıplar birlikte değerlendirilerek; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak, ilerleyen aşamalarda artırılmak ve HMK 107. Maddesi gereğince belirsiz alacak davasında harca esas olmak üzere, müvekkil lehine; TL maddi tazminata iş kazası tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte hükmedilmesine, Müvekkil lehine TL manevi tazminata iş kazası tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla talep ediyoruz. tarih Davacı Vekili İş Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Dilekçesi -7- … İŞ MAHKEMESİ’NE Gönderilmek üzere … NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE DAVACI VEKİLİ Adana İncekaş Hukuk Bürosu Avukatları DAVALI İş kazasından kaynaklı maddi tazminat talebimizi içerir dava dilekçemizdir. AÇIKLAMALAR Müvekkil davacı, … yılının Ekim ayında işe başlamış olup, davalıya ait işyerinde maden ocağı nakliye işçisi olarak aylık TL ücret maaş ile çalışmıştır. Davacı müvekkil, tarihinde 1630-2315 vardiyasında işverenin emir ve talimatı doğrultusunda çalışırken saat 1800 sularında “660 katında nakliye yaparken, vagonu kafese sürdüğü esnada vagonun tumba olması sonucunca sağ bacağını vagonla kafes arasına sıkıştırmıştır.” Söz konusu iş kazası neticesinde müvekkil yaralanmış ilk müdahale … Devlet Hastanesi’nde yapılmıştır. Kazadan sonra müvekkil 9 ay boyunca çalışamamıştır. Her geçen gün iş kazasından kaynaklı olarak yaraları derinleşen müvekkil … Hastanesi’nde ameliyat olmuş tedavi sonucunda, kasığından kemik alınarak sağ baldırına ek olarak yerleştirilmiş olup bir adet platin takılmıştır. Müvekkil, sağ ayağını hiçbir şekilde hissetmemekte sağ ayak başparmağını hareket ettirememektedir. Yaşanan kaza sonrası müvekkili hastaneye bırakmışlar, bunun dışında hiçbir şekilde ilgilenmemiş arayıp sormamışlar, ilaç veya hastalığıyla ilgili herhangi bir yardım da dahi bulunmamışlardır. Bu kaza nedeniyle sağ bacağını kullanamayan müvekkil gerekli iş göremezlik raporlarını sunduğu halde … Noterliği’nden … tarihinde … yevmiye numarasıyla iş akdini feshetmiştir. Müvekkilin kıdemine karşılık olarak yalnızca … -TL ücret hesabını yatırılmıştır. Davalı yan, işyerinde hiç bir şekilde iş güvenliği ve sağlığı açısından önlem almamış, işçilere gerekli eğitimleri ve ekipmanları vermemiştir. Zira malzeme boşaltımı yapan müvekkile herhangi bir koruyucu ekipman verilmediği gibi bu hususta işverence herhangi bir emniyet tedbiri de alınmamıştır. İşçilerde baret, eldiven ve benzeri hiç bir koruyucu malzeme bulunmamaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve diğer mevzuat uyarınca işverenin, işçinin güvenliği ve uygun koşullarda çalışmasını sağlamak için her türlü malzemeyi eksiksiz temin etmesi gerekmektedir. Ancak izah edilen hususlar doğrultusunda işverenin asgari önlemleri dahi almadığı açıktır. Söz konusu işyerinde, işçilere hiç bir şekilde eğitim ve ekipman verilmemiş, iş güvenliği konusunda herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Söz konusu kazada davacı müvekkil kendi nezdinde alabileceği tüm tedbiri almış, gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsa da yukarıda anlatmış olduğumuz hususlar doğrultusunda işverenin ağır ihmali ve kusuru sebebiyle söz konusu iş kazası meydana gelmiştir. Söz konusu iş kazası neticesinde müvekkilin sağ bacağı ezilmiş olup, tamamen kullanamaz duruma gelmiştir. Müvekkil yaşadığı maluliyet nedeniyle çalışamaz hale gelmiş bu kaza nedeniyle ağır bir mağduriyet yaşamıştır. Zira müvekkilin halende ağrı ve sızısı mevcut olup tedavisi devam etmektedir. Müvekkil geçirmiş olduğu iş kazası sonrasında uygulanan tedaviler için birçok masraf yapmak zorunda kalmıştır. Bu süreçte tedavi vs. masraflarını belgelendirmesi gerekeceğini düşünemeyen müvekkil yaptığı masraflara ilişkin belgelerin tamamını uhdesinde tutmamıştır. Müvekkilin yapmış olduğu masraflar hayatın olağan akışında belirlidir. Nitekim TBK m. 50/2 “Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir. Bu madde hükmü kapsamında ilaç, tıbbi malzeme, doktor ücreti, ulaşım, bakım gideri vs. gibi hastalığın zorunlu sonuçlarının ortaya çıkardığı zararların hakkaniyete uygun olarak belirlenmesini talep zorunluluğu doğmuştur. Yine bu süreçte davacı müvekkil işverenlerden maddi ve manevi hiç bir destek görmemiştir. Söz konusu kaza ile ilgili işverence SGK’ya herhangi bir bildirimde bulunulmamış, söz konusu bildirimler tarafımızca yapılmıştır. Müvekkil maddi ve manevi olarak kayba uğramıştır. Yaşamış olduğu olaylar müvekkili maddi ve manevi olarak yıpratmıştır. Görmüş olduğu ve hala görmekte olduğu tedavileri müvekkili psikolojik olarak çok yıpratmıştır. Yine genç yaşta böyle bir kaza geçirmiş olması müvekkilin ekonomik geleceğini çok ciddi surette sarsmıştır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda yaşanan olay ve maruz kalınan sonucun ağırlığı – müvekkilin yaşamının geri kalan kısmını başkalarının yardım ve gözetimine muhtaç / perişan halde geçirecek oluşu, başına gelen bu hal nedeniyle duyduğu acı, üzüntü, elemin bir nebze de olsa telafisi için müvekkil nezdinde meydana gelen zararlarının, zarara sebep olan davalı işveren tarafından karşılanmasını talep zarureti doğmuştur. HUKUKİ NEDENLER Anayasa, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, İş Kanunu, HMK vs yasal mevzuat. SUBUT DELİLLER Karşı yanın sunduğu delillerden lehe olanlara dayanma, başkaca delil sunma ve karşı yanın sunacağı delillere karşı yeni delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla; SGK kayıtları celbi, Davalı şirketin Ticaret Sicil Kayıtları celbi, İşverenden işyeri dosya ve kayıtlarının celbi, … Devlet Hastanesi kayıtlarının celbi, … Hastanesi kayıtları celbi, Tanık; müvekkilin davalıya ait işyerine çalışmaya giderken iş kazası geçirdiğine, müvekkilin uzun süre bakıma muhtaç kaldığına ve iş bulamadığına, ücrete dair vs. görgüye dayalı bilgi sahibi tanıklarımızın isim ve iletişim bilgileri şu şekildedir. İlgili sendikalardan alınacak emsal ücret araştırması, Bilirkişi incelemesi, Dava konusu ve taraflarına ilişkin her türlü kurum ve kuruluş nezdinde bulunan kayıtlar, Yemin gerektiğinde ibrazı mümkün her türlü yasal delil. SONUÇ ve İSTEM Yukarıda izah olunan ve resen görülecek nedenlerle her bir kalem için HMK uyarınca belirsiz alacak davası olarak ve HMK m. 107/2 uyarınca başlangıçta belirttiğimiz miktarı artırım hakkımız ve manevi tazminat talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla; … tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle müvekkilin işgücü kaybının ve buna bağlı olarak maruz kaldığı zararlarının tespitiyle; şimdilik 500,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkile verilmesine, Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline, karar verilmesini vekil eden adına saygıyla arz ve talep ediyoruz. tarih Davacı Vekili Ekler 1- Onaylı vekâletname sureti, 2- … Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu, işgöremezlik raporları 3- İş Kazası Raporu 4- … Devlet Hastanesi Hekim Raporları 5- SGK Başvuru Dilekçesi ve Gönderi Takip Fotokopisi İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -8- İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE DAVACI VEKİLİ DAVALI DAVA İş kazası sebebiyle oluşan cismani zarardan kaynaklı belirsiz alacak davası – Maddi ve Manevi Tazminat DAVA DEĞERİ TL Kırk bin İki Yüz Türk Lirası AÇIKLAMALAR A İŞ KAZASI OLAYININ OLUŞUM VE GELİŞİMİNE DAİR BEYANLARIMIZ; Davacı müvekkil işçi, davalı işveren şirket Türk Telekominikasyon “arıza ve bakım teknisyeni” olarak tarihinde işe başlamıştır. Görev tanımın gereği müvekkil davacı işçi arıza olduğunda sahaya giderek arıza ve bakım hizmeti vermektedir. Delil listesi A-1; İşveren tescil sorgulama belgesi – SGK Hizmet döküm kaydı Davacı işçi, tarihinde “…” adresindeki bir evde arıza meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine sahaya gitmek üzere yola çıkmıştır. Bu sırada davacı işçinin yanında sadece araç şoförü bulunmaktadır. Normalde sahada yapılacak arıza çalışmalarına, iki işçi bir de şoför olmak üzere toplam üç personelle gidilmektedir. Ancak olay günü işlerin yoğunluğu nedeniyle davacı işçi tek başına sahaya gönderilmiştir. Olay yerine varan müvekkil davacı işçi araçta bulunan “seyyar merdiveni” alarak telefon kutusunun olduğu duvara dayamıştır. Bu sırada araç şoförü Feyzullah ULUGÜLER ise aracı park etmektedir. Davacı işçi merdiveni duvara dayamış ve kutuya ulaşmak için merdivene çıkmıştır. Arızayı gidermek için çalışmaya başladığı sırada merdiven kaymış ve davacı 3 metre yükseklikten aşağıya düşmüştür. Normal şartlarda saha çalışması sırasında iki işçi arıza mahalline gider, bir işçi merdiveni tutar, diğer işçi arızayı gidermek için merdivene çıkar ve gerekli ekipmanlar konusunda merdiveni tutan işçi diğer arkadaşına destek verir. Araç şoförünün işçi ve ekipmanları arıza mahalline götürmek dışında başkaca bir görevi yoktur. Olay günü iş yoğunluğu nedeniyle iş yerinde yeterli eleman olmadığından işverence müvekkil işçi tek başına işe gönderilmiş ve neticesinde davaya konu iş kazası meydana gelmiştir. Merdiveni tutacak ikinci bir personelin olması durumunda ise işbu kazanın yaşanmayacağı aşikardır. B İŞ KAZASI SONRASI DAVACI İŞÇİYE UYGULANAN TIBBI MÜDAHALELERE YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ; Davacı işçinin düşme sonucu iki el bileği kırılmış, sağ dizinde düşmeye bağlı menisküs yırtığı meydana gelmiştir. İş kazası sonrasında davacı işçinin, şoför iş arkadaşı Feyzullah ULUGÜLER tarafından araçla Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevki sağlanmıştır. İşçinin hastanedeki ilk muayenesinde HER İKİ EL BİLEKLERİNDE KIRIKLAR RADİUS ALT UÇ KIRIĞI meydana geldiği tespit edilmiştir. Bilekler alçıya alınmıştır. Delil listesi A-2; SEAH’nin tarih ve 229433 protokol nolu adli raporu Ağrıların artması üzerine davacı işçi … Hastanesi’ne götürülmüş, burada SAĞ EL BİLEK KIRIĞININ TAM DÜZELTİLMEMİŞ olduğu tespit edilerek ameliyat gerektiği söylenmiştir. Bunun üzerine aynı hastanede tarihinde ameliyat olmuş ve aynı gün hastaneden taburcu olmuştur. Delil listesi A-3; Özel Altınova Hastanesi tarihli ameliyat epikriz raporu Müvekkil davacı işçinin sağ ve sol el bileklerindeki alçılar çıktıktan sonra da Altınova Hastanesinde fizik tedavisi devam etmiştir. Delil listesi A-4; Özel Altınova Hastanesi tarihli muayene; tarihli fizik tedavi epikriz raporları Aradan birkaç ay geçtikten sonra sağ dizindeki ağrının geçmemesi üzerine tekrar Sakarya Üniversitesi Hastanesine giden davacı işçiyi muayene eden Dr. Mahmut AYGÜL; “DÜŞME SONUCU SAĞ DİZ KAPAĞINDA MENÜSKÜS” meydana geldiğini söylemiştir. Davacı işçi tarihinde sağ dizinden Sakarya Toyotasa Acil Yardım Hastanesinde ameliyat olmuş; tarihinde de şifa ile taburcu olmuştur. Delil listesi A-5; Sakarya Toyotasa Acil Yardım Hastanesi ameliyat epikriz raporu Müvekkil davacı dizindeki ağrıların geçmemesi üzerine bu defa Kocaeli Medical Park Hastanesine gitmiş, yapılan tetkik ve muayene sonucunda tekrar ameliyat olması gerektiği kendisine bildirilmiştir. Davacı işçi sağ dizden tarihinde Medical Park Hastanesi’nde ameliyat olmuştur. Delil listesi A-6; Kocaeli Medical Park Hastanesi ameliyat epikriz raporu Geçirdiği 3 adet operasyona rağmen davacı işçi hâlihazırda ellerini sağlıklı ve randımanlı bir şekilde kullanamadığı gibi ağrı da çekmektedir. Aynı şekilde sağ dizi de tam olarak sağlığına kavuşamamıştır. C İŞ KAZASI NEDENİYLE SGK SAKARYA İL MÜDÜRLÜĞÜ’NE BİLDİRİMDE BULUNULMASINA YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ; Meydana gelen kaza olayının iş kazası olduğunun tespiti ile işçinin meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespiti için tarafımızca Adapazarı Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğü Kısa Vadeli Sigortalar Servisine tarihinde başvuru yapılmıştır. Başvurumuz kurum tarafından 1567303 numara ile kayıt altına alınmıştır. Delil listesi A-7; İş kazası tespiti yapılması talebimizi havi tarihli başvuru dilekçesi Kurumca olaya yönelik iş kazası tespiti yapılmasını müteakip, dosya maluliyet tespiti için SGK Bölge Sağlık Kuruluna sevk edilmiştir. SGK Bölge sağlık Kurulunun müvekkil davacı işçi hakkında düzenlediği tarih ve 1114 sayılı raporda; davacı işçinin % oranında malul olduğu tespit edilmiştir. Delil listesi A-8; Sağlık Kurulu Kararı Her ne kadar iş bu raporda davacının kaza sonrasında % oranında maluliyete duçar olduğu tespit edilmiş ise de; davacıda merdivenden düşmeye bağlı sağ dizde meydana gelen arazların dikkate alınmaması; yine davacının sağ ve sol el bileklerindeki arazların mahiyeti ve halihazırdaki sağlık durumu dikkate alındığında davacıda meydana gelen daimi maluliyet oranının iş bu raporda belirtilen orandan daha yüksek olduğunu savlamaktayız. Bu sebeple mezkûr rapor içeriğine yönelik itiraz hakkımızı bu aşamada saklı tutmaktayız. D DAVALI İŞVEREN ŞİRKETİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE DAİR YÜKÜMLÜLÜKLERİNİN DÜZENLENDİĞİ YASAL MEVZUATA YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ; Öncelikle gerek telekomünikasyon gerek inşaat gerekse enerji hatları üzerinde yapılan “yüksekte çalışmalar” için düzenlenmiş olan 05/10/2013 tarih ve 28786 sayılı YAPI İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETMELİĞİ’ ni ele almak gerekmektedir. Zira burada yüksekte çalışma tanımlanmıştır. Buna göre “seviye farkı bulunan ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin oluşabileceği her türlü alanda yapılan çalışma” yüksekte çalışma olarak kabul edilir. Bu anlamda davacı işçinin kaza günü yapmış olduğu çalışma yüksekte çalışma olarak nitelendirilmek durumundadır. Bahse konu yönetmeliğin “Yapı Alanındaki Çalışma Yerleri İçin Genel Asgari Şartlar” başlığı altında yüksekte yapılan çalışmalarda uyulması gereken hususlar belirtilmiştir. Buna göre ; Yapılacak çalışmaların önceden planlanması ve organize edilmesi, bu planlama yapılırken yüksekten düşme ile ilgili hususlara acil durum planında yer verildiğinden emin olunması sağlanır. Çalışma yerlerinde çalışanların güvenliği öncelikle, güvenli korkuluklar, düşmeyi önleyici platformlar, bariyerler, kapaklar, çalışma iskeleleri, güvenlik ağları veya hava yastıkları gibi toplu koruma tedbirleri ile sağlanır. Yüksekte güvenli çalışma donanımlarının, düzenli olarak kontrol ve bakımlarının yapılması sağlanır. Uygun olmayan donanımların kullanılması engellenir. Bu alanlarda çalışanlara yüksekte çalışmayla ilgili tehlike ve riskler konusunda bilgilendirme yapılarak gerekli eğitim verilir. Yüksekte yapılan çalışmalar işveren tarafından görevlendirilen ehil bir kişinin gözetim ve kontrolü altında gerçekleştirilir. Aynı yönetmeliğin “Açık Mekanlardaki Çalışma Yerleri” başlıklı bölümünde “Sağlamlık Ve Dayanıklılık” adı altındaki 14. maddesine göre; Alçak veya yüksek seviyede olan hareketli veya sabit çalışma yerlerinin, çalışan sayısı, üzerlerinde bulunabilecek azami ağırlık ve bu ağırlığın dağılımı ile maruz kalabileceği dış etkiler göz önünde bulundurularak yeterli sağlamlık ve dayanıklılıkta olması sağlanır. Bu çalışma yerlerinin tamamının veya bir kısmının, zamansız veya kendiliğinden hareketini önlemek için uygun ve güvenilir sabitleme metotları kullanılır. Çalışma yerlerinin sağlamlık ve dayanıklılığı özellikle de çalışma yerinin yükseklik veya derinliğinde değişiklik olduğunda kontrol edilir. Son olarak yönetmelikte “Seyyar Merdivenler” ile ilgili olarak ayrı bir maddede düzenleme yapılmıştır. Şöyle ki; Yapılan işe ve bulunması halinde ulusal standartlara uygun, basamakları kaymaz malzemeden yapılmış veya kaymaz malzeme ile kaplanmış, yeterli sağlamlıkta el merdivenleri kullanılır. Basamakları, kolları veya bağlantı yerleri kırılmış, çatlamış, yıpranmış, hasar görmüş ekipmanlar kullanılmaz. El merdivenleri düzenli olarak kontrol edilerek kusurlu merdivenlerin kullanılmaması sağlanır. E DAVALI İŞVEREN ŞİRKETİN KUSUR VE SORUMLULUĞUNA YÖNELİK AÇIKLAMALARIMIZ; Yukarıda açıklanan yasal mevzuat ışığında davaya konu iş kazası olayında davalı işverenlerin kusuruna yönelik olarak şunlar söylenebilecektir a Davacı işçi, yüksekte yapılan çalışmayı iş güvenliği açısından son derece riskli bir şekilde yapmak zorunda bırakılmıştır. Dış mekan çalışma alanının sağlamlık ve dayanıklılığı hiç bir şekilde sağlanmamıştır. Davalı işverenlerce iskele kurulması gibi manlift temin edilmemiş, davacının kullanmak zorunda bırakıldığı seyyar merdivenin sağlamlık durumu kontrol dahi edilmemiştir. b Davacı işçi işveren tarafından araç şoförü ile tek başına arıza mahalline gönderilmiştir. Bu anlamda arıza mahallinde yapılacak işlemin riskleri değerlendirilmediği gibi planlama da yapılmamıştır. Zira böyle bir değerlendirme ve planlama olması halinde işçinin tek başına gönderilmesi söz konusu olmayacağı gibi işbu kaza da yaşanmayacak idi. Buna göre “yapılacak çalışmaların önceden planlanması ve organize edilmesi, bu planlama yapılırken yüksekten düşme ile ilgili hususlara acil durum planında yer verilmesi” şeklindeki mevzuat hükümlerine uyulmamıştır. c Davacı işçinin çalışma koşulları ve malzemeleri davalı işverenin saha görevlisi veya mühendislerince gerekli ve yeterli şekilde kontrol ve denetime tabi tutulmamıştır. Gerekli, kontrol ve denetimler yapılmış olsaydı davacı işçinin ne kadar güvenliksiz ve riskli şartlarda çalıştığı tespit edilerek gerekli önlemler de alınabilecek idi. d Davacı işçiye yüksekte çalışmayla ilgili tehlike ve riskler konusunda bilgilendirme yapılmamıştır. e Davacı işçinin kullandığı seyyar merdivenin koşullara uygunluğu, sağlamlık ve yeterliliği kontrol ve denetime tabi tutulmamıştır. f Davacı işçinin kullandığı iş elbise ve ekipmanları iş sağlığı ve güvenliğine uygun olarak temin edilmemiştir. Öyle ki davacı işçi iş elbisesi kullanmamakta, üzerinde günlük kıyafetleri bulunmaktadır. Davalı işverence bu donanım ve ekipman temin edilmemiştir. Öte yandan Yargıtay uygulamasına göre işveren, işçileri işyeri tehlikelerine karşı uyarmakla yetinmemeli, tehlikelere karşı alınmış önlemlere uymaya da zorlamalıdır. Yine işveren, işçilerin görevli bulunmadıkları işlerde, kendi bilgisi dışında çalışmaları nedeniyle doğacak tehlikelere karşı da gerekli önlemleri almalıdır. İşverenin evleviyetle iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği koşullarını sağlaması gerektiği açıkça anlaşılmaktadır. İşverenin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği bir durumda işçilerin sorumluluğundan bahsedilemez. Bu anlamda çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülükleri tali kalmaktadır. ZİRA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ KOŞULLARIN ÖNCELİKLE İŞVEREN TARAFINDAN OLUŞTURULMASI GEREKİR Kİ ÇALIŞANLAR SÖZ KONUSU KOŞULLARA UYSUN VEYA DEVAM ETTİRSİN. Nitekim 6331 sayılı Kanunu’nun 4. maddesinin 3. bendinde “Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri işverenin sorumluluklarını etkilemez.” hükmü bunu açıkça ortaya koyar niteliktedir. Arz ettiğimiz türden güvenlik önlemlerinin davalı işverence alınması gerekirken, işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe sayarak yasal zorunlulukların yerine getirilmemiş olması dava konusu iş kazasının meydana gelmesine sebebiyet vermiştir. Tüm bunlar iş kazasında davalı işverenin tam kusuru ve sorumluluğu olduğunu ortaya koymaktadır. F MADDİ TAZMİNAT TALEBİMİZE DAİR AÇIKLAMALARIMIZ; Hâlihazırda müvekkil davacı işçi geçirmiş olduğu ameliyatlara her iki elini ve sağ dizini eskisi gibi kullanamamaktadır. Davacı işçi gerek el bileklerindeki gerekse dizindeki ağrılar nedeniyle tarihinde emekli olmuştur. Zira çalışmakta oldukça zorlanmaktadır. Nitekim SGK Bölge sağlık Kurulundan alınan rapor ile davacının sürekli iş göremez duruma geldiği açıktır. Tazminat hesabına esas ücretin belirlenmesi aşamasında; İŞ KAZASI TARİHİ OLAN … TARİHİ İLE EMEKLİLİK TARİHİ OLAN … TARİHLERİ ARASINDA davacı teknisyen sıfatıyla aktif olarak çalışmakta olduğundan, maaş bordrosunda görünen süreklilik arz eden yan ödemeler dahil ücretin baz alınması gerekmektedir. Zira aktif dönem zarar hesabında davacının bilinen gerçek gelirine göre hesaplama yapılması Yargıtay’ın yerleşik içtihadı gereğidir. Buna karşılık davacı tarihinden sonra emeklilik hayatı yaşamaya başladığından pasif dönem zararının hesaplanmasında AGİ’siz net asgari ücret’in baz alınması gerekmektedir. Tüm bu sebeplerle dava konusu iş kazası sonucu fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik geçici iş göremezlik zararı olarak 100,00 TL; sürekli iş göremezlik zararı efor tazminatı olarak 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmekteyiz. G MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZE DAİR AÇIKLAMALARIMIZ; Müvekkil davacı, maruz kaldığı iş kazası sonrasında her iki el bileği alçıya alınmış, ağrılar üzerine ameliyat geçirmiştir. Davacı her iki el bileğindeki kısıtlılık nedeniyle kendi günlük bakım ve ihtiyaçlarını karşılayamamıştır. Fizik tedavi ve iyileşme süreci uzun sürmüş ve bu süreçte bakıma muhtaç durumda kalmıştır. Geçirdiği ameliyatlar ve sancılı tedavi süreci nedeniyle oldukça zor günler geçiren davacı işçi, psikolojik olarak da yıpranmıştır. Öte yandan vücudunun eski haline hiçbir zaman kavuşamayacağını bilmek davacı açısından kabullenmesi zor bir travmadır. Kaza sonrasında bilekleri eski haline gelememiş ve sürekli ağrı yapmıştır. Halen bileklerini tam döndürememekte ve tam olarak kullanamamaktadır. Yine sağ dizinden iki kere ameliyat olmak zorunda kalmış, buna rağmen dizi de eski sağlığına kavuşamamıştır. Vücudundaki ağrılar ve eski sağlığına kavuşamaması çalışma performansını olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle müvekkil davacı tarihinde 49 yaşında erken emekliliğe ayrılmıştır. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan bir işçi tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle önüne gelen bir uyuşmazlıkta “.. hükmedilen manevi tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Bunun yanında olayın işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği..” görüşünü yansıtmıştır. Delil listesi A-9; Yargıtay 21. HD.’nin tarih ve 2008/14826 Esas- 2009/5002 Karar sayılı ilamı İzahına çalıştığımız tüm bu sebeplerle iş kazası olayında davalı işverenin tam ve asli kusurunun olması, davacının kaza sonrası sürekli iş göremezliğe uğraması, maluliyet oranı, olay tarihindeki yaşı gibi hususlar nazara alınarak; davacı işçinin iş kazası nedeniyle yaşadığı acı ızdırap, psikolojik çöküntü ile süregelecek olan manevi sıkıntılarını az da olsa telafi edebilmek için TL manevi tazminatın olay tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmekteyiz. HUKUKSAL NEDENLER BK, 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, … tarih ve 28786 sayılı Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği, HMK, yasal mevzuat. DELİLLER Dava dilekçemize ekli delil listesi ekinde sunulmuştur. NETİCE-İ TALEP Yukarıda sunulan nedenler muvacehesinde ve yargılama sırasında toplanacak deliller ışığında; talep edilen maddi tazminatın miktar ve kapsamının yargılamaya muhtaç olması sebebiyle iş bu davanın açıldığı tarihte talep edilen maddi tazminat miktarının ya da değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilme imkanının bulunmaması nedeniyle –fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakkımız ile maddi tazminat alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtilen talebin arttırılması hakkımız saklı kalmak kaydı ile- 6100 sayılı HMK’ nın 107/1 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak ikame ettiğimiz davanın kabulü ile; 1 Dava konusu iş kazası sonucu davacıda oluşan geçici iş göremezlik zararı olarak şimdilik 100,00 TL; sürekli iş göremezlik zararı efor tazminatı olarak ise şimdilik 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline, 2 Davacının iş kazası nedeniyle yaşadığı acı, ıstırap, psikolojik çöküntü ile süregelecek olan manevi sıkıntılarını az da olsa telafi edebilmek için … TL manevi tazminatın olay tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı işveren şirketten tahsiline, 4 Yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıyla tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz. tarih Davacı Vekili EKİ; 1 Delil listesi ve ekleri 2Vekâletname ve yetki belgesi DELİL LİSTESİ A DİLEKÇEMİZ EKİNDE SUNULAN DELİLLER; 1 İşveren tescil sorgulama belgesi – SGK Hizmet döküm kaydı, 2 SEAH’nin … tarih ve … protokol nolu adli raporu, 3 Özel … Hastanesi … tarihli ameliyat epikriz raporu 5 … Acil Yardım Hastanesi ameliyat epikriz raporu, 6 … Medical Park Hastanesi ameliyat epikriz raporu, 7 İş kazası tespiti yapılması talebimizi havi … tarihli başvuru dilekçesi, 8 Sağlık Kurulu Kararı, 9 Yargıtay 21. HD.’nin tarih ve 2008/14826 Esas- 2009/5002 Karar sayılı ilamı, 10 Davacının maaş hesap döküm cetveli, B 6100 SAYILI HMK’NIN 121. MADDESİ GEREĞİNCE TENSİPLE BİRLİKTE BAŞKA YERLERDEN GETİRTİLMESİNİ TALEP ETTİĞİMİZ BELGE VE DOSYALAR; 1 SGK İl müdürlüğü tahkikat dosyası, İş kazası tespiti ve meslekte kazanma gücü kayıp oranına dair 2 Davacının tüm tedavi evraklarının … Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile … Acil Yardım Hastanesi, … Özel … Hastanesi ve … Medical Park Hastanesi’nden celbi, 3 SGK Sakarya İl müdürlüğünden davacı işçiye geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapıldığı ise miktarının sorulması; yine davacıya iş kazası sebebiyle gelir bağlanmış ise ilk PSD ile SYZ’nin sorulması, 4 Davacının iş yeri özlük dosyası ile maaş bordrolarının davalı işverenlikten celbi, 5 Adana … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası, C TOPLANMASINI İSTEDİĞİMİZ SAİR DELİLLER; 1 Tanık anlatımları Tanık isim ve adresleri bilahare bildirilecektir. 2 Bilirkişi incelemesi, Kusur, maluliyet ve maddi tazminat talepleri yönünden 3 Keşif, Ant ve İkamesi mümkün her türlü yasal delil. Davacı Vekili Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi İş Kazası Belirsiz Alacak Dava Dilekçesi -9- ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE -İhtiyati Haciz Taleplidir- DAVACI VEKİLİ DAVALI KONU Alacak Davası TL AÇIKLAMALAR 1. Müvekkil Kurumda sicil sayılı dosyada ……………. Ltd. Şti’ adına işlem gören ve ……………. adresinde faaliyet gösteren işyerinde çalışan …………………. kimlik numaralı A….. D……’nun hak sahiplerine, günü geçirdiği iş kazası sonucunda müvekkil kurumca onay tarihli TL peşin sermaye değerli gelir bağlanmış, TL sağlık yardımı yapılmış ve 449,00 TL cenaze ödeneği ödenmiş olup toplam kurum zararı TL’yi bulmuştur. 2. Olay günü sigortalı A…… D…….. hurdaya ayrılacak boru şeklinde bir demir parçası üzerinde çalışırken, söz konusu borunun içine bakmaya çalıştığı esnada kafasına demir parçasının saplanması sonucu yaralanmıştır. Olaydan sonra hastaneye kaldırılan sigortalı hastanede tedavi gördüğü sırada vefat etmiştir. 3. Kaza olayı ile ilgili olarak SGK Müfettişi ……… tarafından düzenlenen ……… tarih ve …….. sayılı rapor ve ekindeki ifade tutanaklarına göre; ……….. Ltd. Şti adına işlem gören ve …………. adresinde faaliyet gösteren işyerinin 5510 sayılı Kanunun 11 nci maddesi kapsamında işyeri, ………….. kimlik numaralı A… D…’nun 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının a bendi kapsamında sigortalı niteliğine sahip olduğu ayrıca A…. D……..’nun maruz kaldığı …… tarihli kaza olayının, 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının a’ ve b’ bentleri kapsamında iş kazası olayı olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş olup işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin koruyucu ve önleyici tedbirleri almayan, denetim ve gözetimde bulundurma yükümünü ihlal eden işveren …….. Ltd. Şti’nin kazanın oluşumunda kusurlu olduğu saptanmıştır. 4. Müvekkil Kurumun talep edebileceği miktarın; mahkemece yaptırılacak kusur araştırması ve sigortalının işverenden isteyebileceği tutarın bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilmesi sonrası belirlenebilecek olması nedeniyle 6100 sayılı gereği alacağımızın tespiti ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere toplam TL Kurum zararının şimdilik TL’sinin gelir bağlama onay ile masraf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınması için iş bu davayı açmamız gerekmiştir. HUKUKİ NEDENLER 5510 sayılı yasa 13 ve 21. md., İş Kanunu, ilgili mevzuat. HUKUKİ DELİLLER 1. ………… tarih ve ……… müfettişi raporu ve eki tutanaklarEklidir bağlama kararı Eklidir sermaye değerleri tablosu Eklidir belgeleri Eklidir 5. Her türlü yasal delil. SONUÇ VE İSTEM 1. Müvekkil Kurum alacağının tahsilinin imkansız hale gelmesi ihtimaline binaen 5502 sayılı Yasanın uyarınca teminatsız olarak, davalılar adına tespit edilecek kayıtlı gayrimenkuller ve motorlu araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına, 2. Yukarıda sunulan nedenlerle, kusur ve miktar bakımından fazlaya ilişkin dava ve istem hakkımız ile yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacak kusur durumuna göre 6100 sayılı HMK’nın gereğince talebimizi arttırmak hakkımız saklı kalmak kaydıyla toplam TL Kurum zararının şimdilik TL’sinin gelir bağlama onay ile masraf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan ve yargılama sırasında kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğu tespit edilecek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini vekaleten saygıyla dileriz. DAVACI VEKİLİ İş Kazası Alacak Davası Dilekçesi -10- ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE İHTİYATİ HACİZ TALEPLİDİR DAVACI VEKİLİ Av. DAVALI KONU İş Kazasından Kaynaklı Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Davası HARCA ESAS DEĞER TL AÇIKLAMALAR Müvekkil, tarihinde çalışmakta olduğu davalı şirkete ait iş yerinde, iş yerine ait yapıştırma makinesinde çalıştığı esnada rolün üzerine pislik gelmiş ve pisliği almak için elini uzattığı esnada sağ kolunu makineye kaptırmıştır. Bu iş kazası sebebiyle davalı şirket tarafından, müvekkile maddi ve manevi tazminat ödenmesi gerekmektedir. Kazanın oluşumunda davalı şirket yetkilileri, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca gerekli tedbir ve önlemleri almamıştır. Nitekim müvekkilimin çalıştığı makinenin bakım ve ayarının düzenli yapılmaması, davalı şirket yetkililerin çalışmaların iş güvenliği hususlarına uygun şekilde yapılması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği, alınacak önlemler konusunda yeterince uyarmadığı, işi devamlı surette fenni yeterliliği bulunan kişilerin teknik gözetimi ve sorumluluğu altında yürütmediği ve ihmalkar davranıldığı için davalı şirket yetkilileri kusurludur. Keza bu iddiamız, … Raporunda da davalı şirketin %80 oranında kusurlu bulunuşu ile ispatlanmıştır. Müvekkil kazada yaralanmış, Devlet Hastanesi’nde tedavi görmüştür. Davaya konu kaza sonucu sakatlanan müvekkil, geçici olarak genel çalışma gücünü kaybetmiştir. Kaldı ki müvekkilin kaza tarihinden itibaren çalışamadığı günlerden dolayı müvekkilin zararının giderilmesini talep etmekteyiz. Şu aşamada gerçek zararın tespit edilmesi mümkün olmadığından öncelikle; Geçici Çalışma Gücü Kaybının tespit edilmesi ve çalışamadığı günlerdeki gelir kaybının tespitini ve bu tam çalışamadığı aylar için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL ve çalışma gücünde meydana gelecek kaybından dolayı meydana gelen efor kaybının, ekonomik geleceğinin sarsılmasının, sakatlıktan sonra yapamayacağı ve tam olarak yapamayacağı meslek grupları da dikkate alınarak, hesap bilirkişisi aracılığıyla maddi tazminatın hesap edilerek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL toplamda 100 TL maddi tazminat Belirsiz Dava talep etmek için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur. Davalı şirketten TL manevi tazminat talebimiz bulunmaktadır. Davalı şirket yetkililerinin gerekli tedbirleri almayarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği ve müvekkilde meydana gelen sakatlığın günlük hayatındaki aktiviteleri etkilemiş olduğu dikkate alındığında talep edilen manevi tazminat ölçülü olup, hakkaniyete uygundur. Müvekkilin sosyal ve ekonomik seviyesi, davalı şirketin kazanç ve kusur durumları ile müvekkilin çektiği acılar gözetildiğinde talep olunan manevi tazminat miktarı hakkaniyet olgusu ile bağdaşmaktadır. Zira Yargıtay kararlarına göre; manevi tazminatın amacı, zarara uğrayan kişinin duyduğu acıyı bir nebze olsun yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarmak, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmektir. Hakim, manevi tazminat miktarını tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve adalete uygun olarak takdir etmelidir. Takdir edilecek tutar, manevi tazminatın miktarını etkileyecek özel hal ve şartlar da göz önünde tutularak, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Gelişen dünyada ve tazminat hukuku sisteminde, manevi tazminatın bir amacı da tazminat yükümlüsünü tedbir almaya teşvik etmek ve tedbirsiz davranmaktan men etmek ve alıkoymaktır. Davalı şirketin ticari iş yürütmesi sebebiyle borçlarının da ticari oluşu dikkate alındığında müvekkil lehine hükmedilecek tazminata, avans faizi işletilmesi gerektiği açıktır. Yukarıda açıklanan ve re’ sen dikkate alınacak nedenler ile müvekkilimin mağduriyetinin giderilmesi için sayın mahkemenize başvurma zorunluluğu hasıl olmuştur. HUKUKİ NEDENLER 4857 Sayılı Kanun, 5510 Sayılı Kanun ve İlgili Mevzuat. KANUNİ DELİLLER Sosyal Güvenlik Kurumu Bünyesinde Yürütülen Tahkikat Evrakları, Devlet Hastanesi Bünyesinde İş Kazasından Dolayı Müvekkile Ait Sağlık Kurul Raporları Ve Tedavi Evrakları, Sek Araştırmaları, Maaş Bordroları, Tanık, Bilirkişi, Keşif, Yemin ve İkamesi Mümkün Olan Her Türlü Kanuni Delil. Davalı şirket tarafından ibraz ve ikame edilecek delillere karşı beyandan bulunmak, gerektiğinde mukabil delil sunmak hakkımız saklıdır. NETİCE-İ TALEP Sayın mahkemenizden, yukarıda açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenler ile; 1. Davalı şirket üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkullerin kayıtları üzerine üçüncü şahıslara devir ve satışlarının önlenmesi için karar kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, 2. Fazlaya ait ve munzam zarardan kaynaklanan alacağımız saklı kalmak kaydıyla davamızın KABULÜ ile müvekkil için şimdilik 100 TL maddi tazminat, TL manevi tazminat olmak üzere toplam TL’nin davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini davacı vekili olarak talep ederim. Davacı Vekili Ölümlü İş Kazası Dava Dilekçesi -11- ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNE İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ İSTEMLİDİR. DAVACILAR VEKİLİ DAVALILAR DAVA KONUSU İş Kazası Nedeniyle Maddi- Manevi Tazminat Davası HMK Belirsiz Alacak Davası Meydana gelen ölümlü iş kazası dolayısıyla yakınlarını kaybeden davacıların, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yarınca toplanacak delillere kadar Fazlaya ve Faize İlişkin Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla şu an itibarı ile; 200 TL Cenaze Ve DefinYıkama, mezar kazma, mezar taşı ilan, cenaze nakil ücretleri ile din ve yerel adeti gereği yapılan merasimler GİDERLERİ, 100 TL Ölüm hemen gerçekleşmediğinden tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan KAYIPLAR, 300 TL DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATIOLMAK ÜZERE TOPLAM 600,00 TL MADDİ TAZMİNAT Belirsiz Alacak Davası ve TL MANEVİ TAZMİNAT Talebimizin iş kazası tarihi olan 27/03/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemidir. HARCA ESAS DEĞER TL İş Kazası Nedeniyle Maddi- Manevi Tazminat AÇIKLAMALAR İŞ KAZASININ OLUŞU 1- Davacı Müvekkillerin yakını müteveffa XXX, davalılardan San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nde SGK sicil numarasıyla, kalıpçı ustası olarak çalışmakta iken … tarihinde Adana … Müdürlüğü Hizmet Binasının yapım işinde şantiye alanında çalışmakta iken düşerek iş kazası geçirmiş Adana … Hastanesinde tedavi gördüğü esnada … tarihinde vefat etmiştir. DAVALILAR ARASINDAKİ ASIL İŞVEREN- ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ 2- Gerçekleşen iş kazası neticesinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca resen soruşturma başlatılmış XXX soruşturma numarasıyla soruşturma devam etmektedir. Soruşturma kapsamında şüpheli olarak müteveffa XX bağlı olarak çalıştığı XXX San. Ve Tic. Ltd. Şti. Sahibi XXX ifadesi alınmıştır. XXX ifadesinde; İl Emniyet Müdürlüğü binasının kaba işlerini bina yapımını alan firmaya taşeron olarak yaptıklarını beyan etmiştir. Adana … Müdürlüğü tarafından XX İhale Kayıt numarası ile ihale edilen Adana … Müdürlüğü Hizmet Binasının yapım işini adresinde yayımlandığı üzere XX Anonim Şirketi almış … tarihinde idare ile sözleşme imzalanmıştır. Dolayısıyla XX Müdürlüğü’nün yapım işinde asıl işveren XX Anonim Şirketi olup, YYY San. Ve Tic. Ltd.. Şti. Alt işverendir. ”…Genellikle “alt işveren” sıfatı ile piyasada bulunan ve daima işyeri değiştiren kimselere, özellikle müteahhit ile taşeron ilişkisinin görüldüğü inşaat sektöründe rastlanmaktadır. Alt işverenler genellikle nitelikli olmayan ve beyin gücünden ziyade fiziki güce dayalı olarak çalışan işçileri çalıştırdıklarından dolayı işçi bulmakta zorlanmamakta ve neredeyse her aldıkları işte farklı işçiler çalıştırmaktadırlar. İşsizliğin yüksek olduğu ülkemizde, bu şartlarda çalışmayı arzu eden kimseleri bulmak da hiç zor olmamaktadır. Her aldığı işte farklı işçileri çalıştıran alt işverenler ile çalıştırdıkları işçiler arasında uyuşmazlıklar çıktığı takdirde, genel itibari ile işçilerin mağdur olma risk ve ihtimali artmaktadır. Zira sık sık işyeri değiştiren alt işverenin işçilerinin, haklarını tam olarak alamadıkları takdirde, alt işverenleri bulmakta ve alacaklarını tahsil etmekte güçlük çektiği görülmektedir. İşçilerin mağdur konumunda kalmalarına elbette ki kanun koyucu sessiz kalmamış ve işçilerin alacaklarının tehlikeye düşmesini engellemek amacıyla, bunların ifa ettikleri işte yararı bulunan işverenleri de alt işveren ile birlikte sorumlu …” CANBOLAT, s. 13-14.’te asıl işveren- alt işveren ilişkisinin yoğun olarak inşaat sektöründe olduğu belirtilmiştir. DAVALILARIN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN SORUMLULUĞU 3- İş Kazası Meslek Hastalıklarından Doğan Tazminat Davalarında Asıl İşverenle Alt İşverenin Müteselsilen Sorumlu Olduklarına İlişkin Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/20337 Esas- 2017/6431 Karar tarihli kararında ”… Yukarıda da işaret olunduğu üzere, Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu “müteselsil sorumluluktur”. Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu’nun gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler…” denilerek işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte asıl işverenin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmiştir. KUSUR 4- 6331 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu 22/2 uyarınca Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde; aAsıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır. b Asıl işveren tarafından kurul oluşturulmuş ise, kurul oluşturması gerekmeyen alt işveren, koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar. c İşyerinde kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, alt işverenin oluşturduğu kurula iş birliği ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar. ç Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısı elliden fazla ise, koordinasyonu asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur. 3 Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir.” denilmektedir. Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği’nin İşverenlerin yükümlülükleri düzenleyen 5. maddesinde İşveren, yapı işlerinde, Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen yükümlülüklerinin yanında özellikle aşağıdaki hususları sağlar; ..ğ Alt işverenler ve kendi nam ve hesabına çalışanlar arasında işbirliğini, ..2 Yapı alanında uygun sağlık ve güvenlik şartlarının devamının sağlanması için, işveren ve alt işverenler; a Özellikle birinci fıkranın uygulanmasında Ek-4’te belirtilen asgari şartları dikkate alarak uygun tedbirleri alırlar. b Sağlık ve güvenlikle ilgili konularda sağlık ve güvenlik koordinatörlerinin uyarı, tespit ve talimatlarını dikkate alırlar. 3 İnşaatta yapılan çalışmalara bizzat katılmaları halinde işveren ve alt işverenler, yapı alanındaki uygun sağlık ve güvenlik şartlarının sürdürülmesi için, sağlık ve güvenlik koordinatörlerinin sağlık ve güvenlikle ilgili konularda görüş ve önerilerini dikkate alır. İşveren ve alt işverenler; a Kanunun 19 uncu maddesine, b 25/4/2013 tarihli ve 28628 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğinin 6 ncı maddesi ile aynı Yönetmeliğin eklerinde belirtilen ilgili hükümlere, c Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesi, 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının a, b, c, ç ve ğ bentleri ile 7 nci maddesine, uygun olarak hareket etmek zorundadır…” denmektedir . Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin Çalışanların sağlık ve güvenliğine ilişkin 35. maddesinde; ”…Yüklenici, bütün giderleri kendisine ait olmak üzere, sözleşme konusu işin yürütülmesi sırasında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uyarınca alınması zorunlu olan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirleri almakla yükümlüdür.” denmektedir . Yukarıda belirttiğimiz 6331 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu, Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve sair mevzuat hükümleri uyarınca asıl işveren ve alt işverenin her ikisinin birlikte iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uyarınca alınması zorunlu olan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirleri almakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. İş kazasının meydana gelmesinde kusur tamamen davalılara ait olup davalı asıl işveren ve alt işveren ilgili mevzuatta yer alan işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yükümlülüklerine aykırı davranmıştır. Davalılar 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu ve bu kanunlara dayanak olarak çıkarılan iş sağlığı ve güvenliği tüzük ve yönetmelikleri çerçevesinde alması gereken tedbirleri yükümlülüklerine aykırı olarak almamıştır. Mevzuata göre işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını korumak, iş güvenliğini sağlamak için gerekli bütün tedbirleri almak, alınan ve alınacak tedbirlerin denetimlerini yapmak, işçilerin yapacağı işlerle ilgili mesleki riskleri belirleyerek gerekli uyarıları yapmak, yapılacak işle ilgili eğitimler vererek talimatlar doğrultusunda yapılmasını sağlamak zorundadır. Böyle olmasına rağmen davalı şirketler,işçilere karşı olan bu yükümlülüklerini yerine getirmemiş, gerekli çalışma alanını, iş güvenliğini temin etmemiş ve kazazede müvekkilin görevlere uyup uymadığını denetlememiştir. Kazazede müvekkilin iş sağlığı ve güvenliği için gerekli herhangi bir doküman sağlamamıştır. Müvekkilin inşaat alanının zeminden yaklaşık 10,54 metre yükseklikteki 1. Katında çalışığı esnada paraşüt kemeri, halat gibi güvenlik ekipmanlarının hiçbirinin bulunmayışı, İşveren Şirketlerin bahse konu kazanın meydana gelmesinde yüzde yüz kusurluluğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kazanın meydana gelmesinde müteveffaya atfı kabil bir kusur bulunmamaktadır. Zira gerek İş Kanunu gerekse İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve yönetmelikleri ve ortak hayat tecrübeleri uyarınca gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı ve denetimi yapmadığı, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmediği, gerekli eğitimi vermediği ve yine gerekli makineler, tesisat, araç ve gereçler bulundurmadığı için davalı işverenler, kazanın oluşmasında sorumlu ve %100 kusurludur. Mahkemenizce yapılacak yargılama sürecinde toplanacak deliller, dinlenecek tanık beyanları, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davamızın haklılığı ve işverenin %100 kusurluluğu kanıtlanacaktır. DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ,TEDAVİ GİDERLERİ, CENAZE VE DEFİ MASRAFLARINA DAİR MADDİ VE MANEVİTAZMİNAT İSTEMİMİZ 5- aMaddi Tazminata Dair Açıklamalarımız Borçlar Kanununun 53. Maddesi gereği maddi tazminat taleplerimiz bulunmaktadır. Şöyle ki; Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır 1. Cenaze giderleri 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar. TBK gereğince cenaze gideri olarak; cenazenin nakli, mezarlık, yemek, okuma ve mutat giderler de maddi kayıplar kapsamındadır. Bu sebeple fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak üzere şimdilik davacı müvekkilller XX 50 TL cenaze giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinintalep edilmesi gereği hasıl olmuştur. TBK fıkra gereğince tedavi gideri olarak;Müteveffanın kazayı yaşadığı tarih olan ile ölümünün gerçekleştiği tarih olan tarihi arasında bilfiil hastanede tam teşekküllü bir tedavi görmüş ve bazı masraflar yapılmak zorunda kalınmıştır. Bu sebeple her bir davacı için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak üzere şimdilik 25’er TL’den 100 TL Tedavi gideri olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinintalep edilmesi gereği hasıl olmuştur. TBK m. 53/3. fıkrada öngörüldüğü üzere destekten yoksun kalma tazminatı da maddi tazminat istemlerimiz arasındadır. Öncelikle belirtmek gerekir kidestekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için; işçinin destekten yoksun kalan kişilere hayattayken bakabilecek güçte olması ve tazminat talebinde bulunan kişilerin işçinin yardımına gerçekten muhtaç olması gerekmektedir. Somut olayda da bu şartlar sağlanmaktadır. Şöyle ki; destek 29 yaşında olup tarihinden beri çeşitli işverenliklerde işçi olarak özen ve titizlikle çalışmış olupişinin ehli ve uyumlu biri olması sebebiyle tabiri caizse aranan bir eleman olduğundan dolayı uzun süre boşta kaldığı bir dönem hiç olmamıştır. Bu durum da göstermektedir ki müteveffa sağlığında ailesine eşi ile çocuğuna ve anne-babasına manevi desteğinin yanı sıra maddi destek konusunda da sıkıntı çekmemekte, her türlü desteği sağlamaktadır. Bu durum göz önüne alınarak davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı olarak her bir davacı için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesinden sonra artırılmak üzere şimdilik 75’er TL’den 300 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinintalep edilmesi gereği hasıl olmuştur. b Manevi Tazminata Dair Açıklamalarımız Öncelikle belirtmek isteriz ki müteveffa XXX 1991 doğumlu olup ölümünün gerçekleştiği tarih olan tarihinde henüz 29 yaşında, iki yıl önce evlenmiş ve 1 yaşını henüz doldurmamış bir kız çocuk babasıdır. Kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığı bu elim kazada ne yazık ki hayatını kaybetmiştir. Müvekkil anne XX ve müvekkil baba XX bu elim kazada çok sevdikleri oğullarını kaybetmekle kalmamış; her zaman yanlarında olan, onlara sahip çıkan, ihtiyaçlarını karşılayan, en yakınlarında olan oğullarını kaybetmenin acısıyla tabiri caizse yıkılmış, yaşama küsmüşlerdir. Akrabalarının tabiriyle bu acı karşısında adeta yaşayan ölü durumuna gelmişlerdir. Aynı zamanda müteveffanın eşi olan davacı müvekkil XXX, yeni evlendiği eşinin vefatı ile yaşadığı üzüntü bir yana henüz bebek olan evladı ile yalnız kalmıştır. Hayatın olağan akışına uygun olarak da anlaşılacağı üzere bu elim kaza sonucu eşini kaybetmiş yeni evli bir kadın olarak hayatı tamamen değişmiş deyim yerindeyse cehenneme dönmüştür. Küçük XXX ise henüz 1 yaşında bile değilken, hayatı boyunca yerini dolduramayacağı babasından mahrum kalmış, bu küçük yaşında tarifi imkansız zorluklara ve üzüntülere yol açacağı ortada olan bir hayata başlamak zorunda bırakılmıştır. Müvekkillerin bu travma sonrası acılarını kelimelerle tarif etmemiz avukatları olarak mümkün değildir. Müvekkiller yaşamlarına devam edebilmek adına psikolojik yardım almak zorunda kalmışlardır. Yargılamanın aşamalarında dinleteceğimiz tanık beyanları ve sunacağımız delillerle beyanlarımızın doğru olduğu açıkça görülecektir. Arz ve izaha çalıştığımız nedenlerle davacı müvekkillerin yaşamış oldukları ve muhtemelen hayatları boyunca yaşayacakları sıkıntıların bir nebze olsun rahatlatılabilmesi adına zenginleşme amacı gütmeksizin ve davalıların güçlü durumu da göz önüne alınarak, hak ve nesafet ölçüleri gözetilerek davacı müvekkilller XX için TL, küçük XX için TL, XX TL, XX TL olmak TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmek gerekmiştir. İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ İSTEMİMİZ 6- Yargılama konusu somut olayda, haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açıktır. Yalnızca şu aşamada iş kazasının meydana gelmesinde kusurun aidiyeti ve oranı çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, tazminat taleplerimiz ile orantılı ve davalı şirketlerin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun bir ihtiyati hacze karar verilmesini talep ederiz. Yargıtay T., 2013/3708 E., 2013/4084 K. Nolu Kararında ”…Somut olayda, davacıların eşi ve babası olan doğumlu Serkan Çatalkaya’nın inşaatta kalıpçı ustası olarak çalışırken tarihinde meydana gelen iş kazasında öldüğü, davalılardan Doğa Gayrimenkul ve işveren diğer davalının ise alt işveren olduğu dosya içerisinde mevcut belgelerden anlaşılmaktadır. İİK’nun257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır. Dava konusu olayda haksız fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açık olup yalnızca iş kazasının meydana gelmesinde kusurun aidiyeti ve oranı çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Mahkemece, geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir talebinin kabulü gerekirken, davacının isteği ile ilgili niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek ihtiyati tedbir koşulları tartışılarak talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” denmiş. YARGITAY 21. Hukuk Dairesi ESAS 2015/13677 KARAR 2015/16643 Nolu Kararında ”.. Davacıların murisinin davalılardan Ermenek C… Linyit Kömür İşletmeleri Ltd. Şti. ile H… Madencilik Enerji Nak. İnş. San. Tic. ait maden işletmesinde tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat ettiği anlaşılmaktadır. İİK’nun 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır. Somut olayda, haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açıktır. Sadece maluliyet oranı ve kusur durumu çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, mahkemece davacının ihtiyati haciz isteminin hangi alacaklara ve taşınmaz veya taşınmazlara ilişkin olduğu somut olarak açıklatıldıktan sonra, davacının tazminat talebi ile orantılı ve davalı şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerekirken, bu ilkelere uygun düşmeyecek biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir..” denilerek iş kazasından kaynaklı açılan tazminat davalarında ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği ve talep yönünde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği içtihat edilmiştir. Yargılama konusu olayda; Adana … Müdürlüğü tarafından XX İhale Kayıt numarası ile ihale edilen Adana XX Müdürlüğü Hizmet Binasının yapım işini adresinde yayımlandığı üzere XX Anonim Şirketi almış, XX tarihinde idare ile sözleşme imzalanmıştır. XX Anonim Şirketi ihale ile almış olduğu emniyet binası yapım işini taşeron- alt işveren XX San. Ve Tic. Ltd.. Şti.’ye yaptırdığından XX Müdürlüğü’nün yapım işinde asıl işveren XX Anonim Şirketi olup,XX San. Ve Tic. Ltd.. Şti. Alt işverendir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 33. maddesinde, “İhalelerde, teklif edilen bedelin%3’ünden az olmamak üzere, istekli tarafından verilecek tutarda geçici teminat alınır.”, 43. maddesinde, “Taahhüdün sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak amacıyla, sözleşmenin yapılmasından önce ihale üzerinde kalan istekliden ihale bedeli üzerinden hesaplanmak suretiyle %6 oranında kesin teminat alınır.” denmektedir. Yargılamaya konu elim iş kazasının gerçekleşmesinde davalılar tam kusurludur. Az önce de belirttiğimiz üzere ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu somut olayda gerçekleşmiş olup dava sonunda hükmolunacak tazminat kalemlerinin tahsilinde akamete uğranmaması için; İhaleye giren XX Anonim Şirketi Şirketi’nin Çanakkale XXX Müdürlüğü’ne verdiği teminatın, hak ediş bedellerinin üzerine ve Alt işveren XXX Mühendislik San. Ve Tic. Ltd.. Şti’nin bağlı olduğu XXTicaret Sicili işveren XX İnşaat Anonim Şirketi’nin bağlı olduğu XX Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne yazılarak her iki şirketin de malvarlıkları dökümünün istenerek aktif mal varlıklarıüzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep ederiz. BELİRSİZ ALACAK DAVASI İSTEMİMİZ 7- Davamız maddi tazminat istemleri bakmından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açılmış bulunmakla yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenecek maddi tazminat tutarının, peşin harcı yatırıldıktan sonra, hüküm altına alınması talebinde bulunuyoruz. HUKUKİ SEBEPLER TBK ,HMK vediğer ilgili mevzuat. DELİLLER 1- Müteveffa XXX ait SGK sicil dosyası, 2- İş kazası tahkikat evrakları , 3- Emsal Ücret Araştırması İLGİLİ ODA VE SENDİKALARDAN, TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU BAŞKANLIĞI TÜİK’NDAN sorulmasını talep ediyoruz. 4- Adana Cumhuriyet Başsavcılığı XXX sor. dosyası Celbi Taleplidir., 5- Otopsi raporu, ölüm öncesi tedavi belgeleri Adana XXX Hastanesi’nden celbini talep ederiz., 6- Aile nüfus tablosu, veraset ilamı Ekte sunulmuştur., 7- İdare ile yapılan ihale sözleşmesi Adana XX Müdürlüğü ve XXX Anonim Şirketi’nden istenilmesini talep ederiz. 8-Alt İşveren Taşeronluk SözleşmesiDavalılardan istenilmesini talep ederiz. 9- Keşif, Bilirkişi İncelemesi, Ticaret Sicil Kayıtları Tanık, Yeminkonu ile ilgili Yargıtay kararları vs. her tür kanıt. SONUÇ VE İSTEK Yukarıda açıkladığımız bilgiler, mahkemece res’en göz önüne alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ; 1-Öncelikle İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ istemimizin KABULÜ ile davacı müvekkillerin dava sonunda hak kazanacakları maddi ve manevi tazminatın semeresiz kalmaması amacıyla davalıların ihale hak ediş bedelleri, teminatları ve malvarlıkları üzerine TENSİPLE BİRLİKTE TEMİNATSIZ OLARAK İHTİYATİ HACİZ MAHİYETİNDE İHTİYATİ TEDBİR ŞERHİ konulmasına , 2- Fazlaya ve Faize İlişkin Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla 6100 sayılı Yasa’nın uyarınca belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı, tedavi giderleri, ölüm dolayısıyla oluşan cenaze ve defi masraf giderlerinden davacı müvekkilller -XX için 150 TL50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL Tedavi Giderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı , – küçük XXX için 150 TL50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL Tedavi Giderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı , – XX için 150 TL50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL Tedavi Giderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı , -XXX için 150 TL50,00 TL Cenaze Ve Defin Masrafları, 25,00 TL TedaviGiderleri 75,00 TL Destekten Yoksun Kalma Tazminatı tedavi giderleri, cenaze giderleri ve destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere 600 TL maddi tazminatın hesaplanarak işkazası tarihi olan 27/03/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 3- Davacı müvekkilller XX için TL, küçük XX TL, XX TL, XX TL olmak üzere TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 27/03/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline , 4- Dava masraf ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesinibilvâkale arz ve talep ederiz. DAVACILAR VEKİLİ EKİ Vekaletname, Veraset İlamı İş Kazası Dava Dilekçesi -12- ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE İhtiyati Tedbir Taleplidir DAVACI VEKİLİ DAVALI KONU … tarihinde müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası sonucu gerçekleşen beden gücü kaybı sürekli iş göremezlik – geçici iş göremezlik nedeniyle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın göre belirlenecek MADDİ TAZMİNAT ile MANEVİ TAZMİNATIN, olay tarihinden işleyecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan kusuru oranında tahsiline; davalının taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesi dileğidir. HARCA ESAS TL Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik talep edilen bedeldir AÇIKLAMALAR Müvekkil davacı, davalıya ait işyerinde depo görevlisi/sorumlusu sıfatı ile çalışmakta iken günü saat sularında forklift ile araç içinden yük boşaltılır iken forklift ile jetin çarpışması neticesinde iş kazası geçirmiştir. İş kazası neticesinde vücudunda oluşan maluliyet nedeni ile bu tarihten itibaren iş yaşamı ne yazık ki kaza öncesi dönemle mukayese edildiğinde hiçbir zaman aynı seviye ve verimliliğe ulaşamamıştır. Yaşanan bu kaza ve sonrası süreç, müvekkilin sosyal ve ekonomik yaşamını halen olumsuz vaziyette etkilemeye devam etmektedir. Devam eden iş gücü kaybı, bedensel fonksiyonlardaki azalma, müvekkilin çok iyi iş fırsatlarını kaçırmasına sebep olduğu gibi çalışmakta olduğu işinde de performansının azalmasına sebep olmaktadır. Kaza sonrası müvekkilin yaşamı olumlu bir şekilde devam etmemektedir. Yaşanan kazanın olumsuz etkileri gerek özel hayatta ve gerekse iş yaşamında her manada kendini belli etmektedir. İş kazasının meydana gelmesinde kusur tamamen davalıya ait olup; davalı işveren, ilgili mevzuatta yer alan işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Bu kazanın oluşumunda müvekkilin kusuru bulunmamaktadır. Kazanın sebebi, işyerinde EĞİTİM VE DENETİM YETERSİZLİĞİDEN ve İŞÇİNİN YOĞUN ÇALIŞTIRILMASINDAN KAYNAKLANMAKTADIR. MÜVEKKİLİME İŞ GÜVENLİĞİ KONUSUNDA HERHANGİ BİR EĞİTİM VERİLMEDİĞİ GİBİ SAĞLIK KONTROLLERİ DE DÜZENLİ OLARAK YAPILMAMIŞ, KENDİSİ YOĞUN MESAİ İLE ÇALIŞTIRILMIŞTIR. Davalı işveren tarafından işin gereği KORUYUCU EKİPMANLAR, KIYAFETLER işçilere dağıtılmamış bu konuda gerekli önlemler ve tedbirler alınmamış ve iş güvenliği hususunda gerekli denetimler yapılmamıştır. Yorucu çalışma yükü altında zaman zaman dikkatinin azalacağı ve bunun da işin mahiyetine bağlı tehlike hali oluşturacağı hayatın olağan akışı içerisinde benimsenmesi ve öngörülmesi gereken bir durumdur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1985/9-68 E., K. 1986/580 T. Sayılı kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir. Ayrıca işverenin tehlike risk nazeriyesi açısından da kusursuz sorumluluğu mevcuttur. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir kusursuz sorumluluk hali de yine alalade kusursuz sorumlulukta olduğu gibi, kaynağını toplumsal düşünceden alan ve konuyla ilgili gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda açıklaması yapılıp en çok iş hukuku alanında uygulanan tehlike risk terosine dayanan sorumluluktur. Bu tür sorumlulukta ne iş verinin ne de çalıştırdığı diğer bir kimsenin kusuru aranmaz. Zira işveren işyerinde kendisinden beklenen bütün önlemleri almış ve özen göstermiş bulunmasına rağmen, işçinin beden veya ruh sağlığına yönelik zararlandırıcı olay kaçınılmaz etkenler sonucu meydana gelmiştir. böyle bir halde, kötü sonuçla işçinin tek başına bırakılması, insani ve toplumsal düşünceyi rahatsız edeceğinden, işçinin işinden yararlanan işverenin de hakkaniyet ölçüsünde ve zarara iştiraki sağlanmış olmaktadır. Ancak, bu sorumluluk da tehlikenin işyeri ve işin niteliği ile ilgili olmasıyla sınırlıdır. Nitekim YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 1985/4294 K. 1985/7382 sayılı kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esasları hakkında yönetmelik madde 4 gereği; verilmesi gerekli eğitimler personele verilmemiştir, güvenli çalışma konusunda işçiler bilinçlendirilmemiştir. Müvekkilin maluliyeti gündelik işlerini yapmakta iken bile müvekkili zorlamakta olup bu durumun yaşamı boyunca sürecek olması, yapacağı her işte maluliyetinden dolayı kaybettiği beden gücü oranında fazla güç sarf ederek çalışacak olması yani efor kaybı sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunması gereği doğmuştur. Bu kaza nedeni ile oluşan bedensel zarara ve tedavi görülen sağlık ünitelerine ilişkin hastane evrakları dava dilekçemiz ekinde ibraz edilmiştir. Bu kaza nedeni ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na dilekçe ileİŞ KAZASI ŞİKAYETİNDE bulunulmuş olup, kurum bünyesinde teftiş sonrası tanzim edilen müfettiş raporunun celbini talep ettiğimizi belirtmek isteriz. Bu dosyanın tensip ile istenmesi talep olunur. doğumlu müvekkilimiz Enver Kurtuluş HİÇYILMAZ, yaşamış olduğu bedensel zarar ve maluliyet nedeniyle beden gücüne sürekli iş göremezlik – geçici iş göremezlik dayalı olarak aynı iş ve işleri eskisi gibi bir daha müsavi vaziyette yapamayacağından, farklı bir işte çalışabilse dahi aynı oranda kazanç elde edemeyeceğinden Yargıtay yerleşik içtihatları doğrultusunda kendisi lehine tazminat isteme hakkı bulunduğunu belirtmek isteriz. Yine müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle uzun süre tedavi sürecine tabi tutulması, meydana gelen yitikliğin herkesçe görülebilir olması, malul kalması ve bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, kendi iş alanında sakatlık sebebiyle eş iş bulamaması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ızdırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi amacı ile kendisi lehine TL manevi tazminat talep etme gereği hasıl olmuştur. HUKUKİ SEBEPLER 4857 sayılı İş Kanunu, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı mevzuatı, 6098 Sayılı Yasa, 5510 sayılı ve 506 sayılı yasalar, 5521 sayılı yasa, 6100 sayılı HMK ve sair ilgili mevzuat; HUKUKİ DELİLLER Kaza Bildirim Formu, İş Kazası Müracaatı Neticesi Kocaeli Sigorta İl Müdürlüğü Cevabi Yazısı; Özel Adana … Hastanesi Epikriz Formu, Ameliyat Raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu– Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı İş Kazası Dosyası Rapor ve ifadeleri tensip ile celbi talep olunmaktadır, Sağlık Kurulu Raporları, bilirkişi incelemesi, tanık anlatımı ve ibrazı kabil her türlü delil; SONUÇ VE İSTEM Yukarıda açıklanan nedenlerle ; İş kazası sonucu beden gücü kaybı nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, şimdilik geçici iş göremezlik zararı için 500,00 TL, sürekli iş göremezlik zararı için 500,00 TL olmak üzere toplam TL maddi tazminat ile TL manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; Davalının taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesini Yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımız ile bilvekale talep ederiz. Davacı Vekili Ekli Belgeler Kaza Bildirim Formu; İş Kazası Müracaatı Neticesi Kocaeli Sigorta İl Müdürlüğü Cevabi Yazısı; Özel Adana … Hastanesi Epikriz Formu; Ameliyat Raporu; Sağlık Kurulu Raporları; İlgili Yerlerden İstenecek Belge Ve Dosyalar *Sosyal Güvenlik Kurumu– Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı İş Kazası Dosyası Rapor ve ifadeleri tensip ile celbi talep olunmaktadır *İşyerinden işçinin özlük dosyası ve ücret bordroları İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi -13- ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ’NE DAVACI Adı ve Soyadı-TC Kimlik No …-Adres VEKİLİ Avukat Adı ve Soyadı-Adres-Cep Tel DAVALILAR 1- … Metal San. Tic. Ltd. Adres 2-… Ltd. Adres KONU Fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız, manevi tazminata ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla iş kazası nedeni ile …-TL maddi tazminat talebinden oluşmaktadır. AÇIKLAMALAR 1- Davacı müvekkilim, davalı asıl işveren … Metal San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait işyerinde çalışırken …/…/… tarihinde iş kazası geçirmiştir. Davacı müvekkil işyerinde taşeron … Tem. Sos. Hiz. Gıda San. Tic. Ltd. Şti. üzerinden çalıştırılmıştır. Bu nedenle meydana gelen iş kazasından her iki işveren müştereken ve müteselsilen sorumludur. Müvekkilin Sosyal Güvenlik Kurumu numarası …’dir. 2- Davacı pres döküm işçisi olarak çalışmış olup, kaza davalı işverenlerin iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini almamasından kaynaklanmıştır. 3- Davacıya, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmediği gibi, davacı iş güvenliği olmayan, eski ve arızalı pres makinesinde çalıştırılmıştır. Kazadan önce davacı tarafından presin arıza yaptığı işverene bildirilmesine rağmen işverence arızaya zamanında ve gerekli müdahale yapılmamıştır. Yine işyerinde işlerin hızlı yürütülmesi için baskı yapılmaktadır. Davacıya herhangi bir koruyucu malzeme de verilmemiştir. 4- Kaza sonucunda davacının sol el işaret parmağı kopmuştur. Davacının iş kazası tahkikatı bitmiş, ancak maluliyet oranı henüz belirlenmemiştir. 5- Davacının işyerinden aldığı ücreti net …-TL/ay’dır. İşyerinde yemek ve servis işveren tarafından karşılanmaktadır. Maddi tazminat hesabının davacıya ödenen asgari geçim indirimi ile, işyerindeki para ile ölçülebilen diğer tüm sosyal hakların eklenmesi ile bulunacak giydirilmiş ücrete göre yapılması gerekmektedir. 6- Müvekkil kaza nedeni ile büyük acı çekmiş, mağdur olmuştur. Henüz 22 yaşında iken iş kazası geçiren ve sakat kalan davacı, tarifi mümkün olmayan büyük elem ve ızdırap içerisindedir. Kaza sonunda malul ve sakat kalan müvekkil, daha fazla efor sarf ederek yaşamak ve çalışmak zorunda kalmış, maddi yönden zarara uğramıştır. Bu nedenle davacının uğramış olduğu maddi kayıplarının istenmesi için dava açmak zorunluluğu doğmuştur. 7- Taleplerimizde her türlü denkleştirme sebepleri dikkate alınmıştır. Davalılar olay sebebiyle kusurlu ve sorumludur. Davada kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun, mevcut ve muhtemel tüm zincirleme sorumlular yönünden, müteselsil mesuliyete dayanmaktayız. Davamızda fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımızı, manevi tazminat hakkımız ve her türlü yasal haklarımızı saklı tutmaktayız. 8- Ayrıca, davacının gerçek alacak miktarı yargılama sırasında ortaya çıkacak olup, mevcut delil ve belgelere göre alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi bu aşamada mümkün değildir. Maddi tazminat miktarı yapılacak yargılama sırasında alınacak bilirkişi raporu sonucunda belirlenecektir. Bu nedenle tazminat miktarı tam ve kesin olarak belirli olmadığından fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tutarak belirsiz alacak davası açmaktayız. DELİLLER 1- İşyeri özlük dosyası, ücret bordrolarının davalıdan celbi, 2- Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetveli Ek, 3- Sosyal Güvenlik Kurumu dosyasının Sosyal Güvenlik Kurumu’dan celbi, 4- Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlüğü’nden iş kazası ile ilgili soruşturma evraklarının ve müfettiş raporlarının celbi, 5- Davacının maluliyet oranının ve davacıya ödenen geçici iş göremezlik miktarının Sosyal Güvenlik Kurumu’dan sorulması, 6- … Cumhuriyet Savcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, 7- Davacının kopan parmağını gösterir fotoğraf Ek, 8- Tanık beyanları isim ve adresleri bildirilecektir, 9- Banka kayıtları, 10- … yılı tabldot usulü işçi öğle yemek ücretinin … Ticaret Odası’ndan sorulması, 11- … yılı … Mahallesi ile … arası gidiş geliş yol ücret miktarının …Büyükşehir Belediyesi …’den sorulması, 12- Kusur bilirkişi incelemesi, gerektiğinde keşif, 13- Hesap yönünden bilirkişi incelemesi, 14- İkamesi mümkün her türlü kanuni deliller davanın seyrine başkaca delil sunma hakkımız saklıdır. HUKUKİ SEBEPLER İş Kanunu, Borçlar Kanunu, HMK, ilgili mevzuat. SONUÇ VE TALEP Yukarıda kısaca açıklanan sebeplerle, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız, manevi tazminata ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile; …-TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan …/…/… tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederiz. Davacı Vekili Ölümlü İş Kazası Dava Dilekçesi 14 ADANA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE ADLİ YARDIM TALEPLİDİR İHTİYATİ HACİZ TALEPLİDİR’ GEÇİCİ ÖDEME TALEPLİDİR’ DAVACILAR VEKİLİ DAVALILAR DAVA KONUSU Öncelikle adli müzaheret talebimizin kabulü ile 6100 sayılı Yasa’nın uyarınca, tahkikat sonucunda müvekkilimizin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik TL destekten yoksun kalma tazminatı ve TL manevi tazminat olmak üzere toplam TL tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi ve dava sonucunda müvekkilin alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmesi tehlikesi bulunduğundan İHTİYATİ HACİZ kararı verilmesi talebidir. HARCA ESAS DEĞER TL AÇIKLAMALAR 1-Kazanın Meydana Gelişi ………………. tarihinde ……………………….. adresinde yapılan inşaatta, doğalgaz tesisatının yapımı işinde çalışan müteveffa …………….., alt kattan amcası …………………. tarafından uzatılan yaklaşık 6 metre uzunluğundaki doğalgaz borusunu bulunduğu balkondan uzanarak tuttuğu ve boruyu bina içerisine aldığı sırada bina yakınından geçen 34,5 kV’luk enerji nakil hattına temas etmesi sonucu elektirik akımına kapılarak yaralanmış, hastaneye kaldırılan müteveffa …………………….. tarihinde tedavi görmüş olduğu hastanede yaşamını yitirmiştir. Vefatı akabinde yapılan ölü muayene işlemi sonucunda, ölüm sebebinin %27 elektirik yanığına bağlı gelişen septik şok sonucu olduğunun belirlenmiştir. Olayla ilgili müvekkil …………………… şikayette bulunmuş, ………………. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ………………….. Soruşturma Numaralı dosyasında yapılan soruşturmanın akabinde ……………… 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ………………… Numaralı davası açılmıştır. 2- Kusur a- İşverenler açısından kusur incelemesi Davaya konu olay meydana geldikten sonra ………………. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …………………… Soruşturma dosyası açılmış; kusur durumu incelemesi için bilirkişi raporu düzenlenmiştir. tarihli raporda ” ……………….; hattın yeraltına alınması için yapılacak çalışmalar tamamlana dek bu cephede çalışılmaması için etkin kontrol ve denetimlerin yapılmaması, çalışma koşulları değerlendirilerek uygun emniyet tedbirlerinin alınmaması, bina yakınından geçmekte olan havai enerji nakil hattının tehlike arz ettiği bilindiği halde çalışmalara nezaret edilerek boruların bina içerisinden taşınmasının ya da farklı bir cephesinden uygun kaldırma araçları kullanmak suretiyle taşınmasının sağlanmaması, bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmaması, araç ve gereçlerin temin edilmemesi, kazalı işçinin ve beraberinde çalışanların hattın varlığı ve tehlikesi, yasaklı eylemler, alınacak önlemler hakkında bilgilendirilmemesi sebebi ile ASLİ KUSURLU olduğunun, – …………………….; iş güvenliğinin çalışanların insiyatifine terk edilmesi, çalışmalara başlanılmadan evvel şantiye alanında gerekli kontrol ve denetimler yapılarak enerji nakil hattının varlığı tespit edilerek gereken önlemlerin alınması sağlamaması, boruların bina içerisinden taşınmasının ya da binanın farklı cephesinden uygun kaldırma araçları kullanılmak suretiyle taşınmasının sağlanmaması, bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmaması, araç ve gereçlerin temin edilmemesi, kazalı işçinin ve beraberinde çalışanların hattın varlığı ve tehlikesi, yasaklı eylemler, alınacak önlemler hakkında bilgilendirilmemesi, kazalıya gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmemesi sebebi ile ASLİ KUSURLU olduğunun,” tespit edilmiş, bu rapordaki tespitlere dayanarak “TAKSİRLE ÖLÜME NEDEN OLMA” suçundan dolayı kamu davası açılmıştır. ……………. 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …………………. E. Numaralı dava dosyasında alınan tarihli bilirkişi heyet raporunda da soruşturma aşamasında dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitleri doğrular nitelikte değerlendirmeler yapılmıştır. Davalılardan ………………… müteveffanın inşaatta çalıştığını bile kazadan sonra öğrenmiştir. Hatta müteveffa ……………….. SGK girişi bile iş kazası meydana geldikten sonra yapılmıştır. İnşaat firması ve doğalgaz tesisatı firmasının yöneticileri savunmalarında kusurlarının olmadığını iddia etmişlerdir. Ancak inşaatın firması ve doğalgaz firması tarafından işyerinde kaza meydana gelmemesi için hiçbir önlem ve koruyucu güvenlik tedbiri alınmamış, çalışanlara da hiçbir eğitim verilmemiştir. Şöyle ki; Her işveren, faaliyet yeri neresi olursa olsun, öncelikle işçilerinin çalışacağı alanda gerekli kontrolleri yapmalı, çalışma alanında işçiler için risk oluşturacak durumları belirlemeli ve tedbir alınmasını sağladıktan sonra, çalışmaya müsaade etmelidir. İnşaatta çalışan işçilerin işvereni, öncelikle iş sahasındaki araç ve gereçlerin güvenliğini kontrol etmelidir. Bu konuda çalışma alanındaki olumsuzlukların tespiti ve çalışma alanının güvenli olduğunun belirlenmesi, çalışma yürüten işçilerin işverenliğinin sorumluluğundadır.. İşyerlerinde yapılan risk değerlendirmelerinde; amaç, tehlikeli durum ve davranışları ortadan kaldırmak, kaldırılamıyorsa risk derecesini düşürmek üzere yapılan çalışmalardır. Burada asıl olan çalışma alanında tehlikeli durumların ortadan kaldırılmasıdır. Yani işveren, tehlikeli durumları ortadan kaldırmalı, işçiye inisiyatif bırakmayacak düzenlemeleri yapmalıdır. Bu da ancak, tehlikeli durumları ortadan kaldırmakla, çalışma alanında tedbir almakla, çalışma alanının güvenli hale getirilmesi mümkün olacaktır. Dava konusu olayda, işverenler, teknik olarak tedbir alınabilecek iken, bu tedbirleri yeterince almamıştır. İş güvenliğinin çalışanların insiyatifine terk edilmesi, çalışmalara başlanılmadan evvel şantiye alanında gerekli kontrol ve denetimler yapılarak enerji nakil hattının varlığı tespit edilerek gereken önlemlerin alınması sağlamaması, boruların bina içerisinden taşınmasının ya da binanın farklı cephesinden uygun kaldırma araçları kullanılmak suretiyle taşınmasının sağlanmaması, bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmaması, araç ve gereçlerin temin edilmemesi, kazanın olduğu inşaatta çalışan işçilerin hattın varlığı ve tehlikesi, yasaklı eylemler, alınacak önlemler hakkında bilgilendirilmemesi, çalışanlara gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmemesi, güvenlik tedbirlerine başvurulmaması ve bu tedbirlerin alınmasında da sorumluluğun öncelikle işverende olması hususları gayet açıktır. İşçilerin dikkatli çalışma yapmaları halinde kaza olmayacağı yaklaşımı içinde hareket edilmemelidir. İşyerindeki tehlike kaynaklarında alınacak teknik tedbirler, riskleri ortadan kaldıracak veya azaltacak tedbirleri almak işverenin yükümlülüğündedir. Tehlikeli durumları ortadan kaldırmak, işçilerin inisiyatif kullanmasını bir anlamda ortadan kaldıracak, tehlikeli hareketlerin ortadan kalkmasına sebep olacaktır. Davaya konu olayda çalışma sırasında alınabilecek iş güvenliği tedbirlerin işveren tarafından alınmadığı, güvenli çalışma şartlarının sağlanmadığı ortadadır. İş güvenliği tedbirleri işçilerin inisiyatiflerine bırakılmamalıdır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2029/2140 karar nolu tarihli kararı; “İşveren alınan tüm önlemlere uyulmasını temin etmekle, geniş bir kontrol mekanizması kurmakla yükümlüdür. Çalışan kimsenin iş güvenliği kendi inisiyatiflerine ve dikkatlerine bırakılamaz”. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2375/4424 sayılı tarihli kararı; “İşçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bir tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içerisinde işverenden istenip istenmeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasını gerekli görüp görmediği hususudur. Bu sebeple, işveren mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşlarına ve dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan çekinmeyecektir.”. Her işveren, işçisine yaptığı iş ile ilgili iş güvenliği tedbirlerini öğretmeli, bu konuda periyodik eğitimler yapmalı, risklerden korunma yollarını uygulamalı olarak göstermelidir. Eğitimlerde önemli olan nokta, işçinin bu eğitimi kavramış olmasıdır. Bunun kontrolü de yine işveren tarafından sağlanmak durumundadır. Eğitim sonrasında işçinin çalışma şekli izlenmeli, verilen talimat ve eğitimlere göre çalışıp çalışmadığı takip edilmeli, talimatlara aykırı bir çalışma şekline devam edildiğinin tespiti halinde eğitimler tekrarlanmalıdır. Kazanın meydana geliş şekli, kazazede işçiye, çalışmalarda karşılaşılabilecek riskler ve bu risklerden korunma yolları ile ilgili yeterli eğitim verilmediğini göstermektedir. Eğitimlerde önemli olan nokta, işçiye iş güvenliği konularının kavratılmasıdır. Yargıtay Genel Kurulu 2004/21-365 esas, 2004/369 karar nolu kararı “İşçi sağlığı, iş güvenliği ve yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin eğitimi, bir kısım mevzuat hükümlerini içerir belgelerin kendilerine verilmesini değil, eylemli olarak, bu bilgilerin aktarımı ve öneminin kavratılması ile sağlanabilir. Eğitimden sonraki aşama ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alındığının ve uygulandığının denetlenmesidir.”, Kazanın meydana geliş şekli değerlendirildiğinde, kazayı engelleyecek şekilde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması, risklerin değerlendirilmemiş olması, güvenli çalışma ortamının oluşturulmamış olması, işveren tarafından çalışmaların denetim ve gözetiminin yeterince yapılmadığını göstermektedir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 1978/2077 esas, 1978/7689 karar nolu tarihli kararı; “Her işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak, bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün sadece önlem almakla yetinilebileceği anlamını taşımadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığını denetlemek ve giderek önlemlere uymasını temin anlamında bulunduğu, kuşkusuzdur. Başka bir deyişle, işveren iş yerinde geniş anlamda doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorundadır. Bu zorunluluk sonucu olarak işyerinde işveren tarafından tam anlamı ile geniş bir kontrol mekanizması kurulmalıdır.” Davalı tarafından çalışanlara hiçbir iş güvenliği eğitimi veya dersi verilmemiştir. Bununla beraber iş kazalarının meydana gelmemesi için işverenlerce alınması gereken önlemlerin hiç biri de davalı şirket tarafından alınmamış ve netice olarak davaya konu kaza meydana gelmiştir. Bu husus yapılacak yargılama ile de ortaya çıkacaktır. Nitekim tarihli SGK İnceleme raporunda ve SGK’nın yine bu davada da davalı olarak gösterilen işverenlere karşı açtığı rücu davasında alınan tarihli kusur bilirkişi raporlarında davalı işverenlerin %90 kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Bu raporların da dosyaya celbini talep ederiz. b- Müteveffa ……………….. açısından kusur incelemesi Her ne kadar şimdiye kadar ceza yargılaması aşamasında alınan bilirkişi raporlarında müteveffa ……………….. da gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle Tali Kusurlu olduğu şeklinde tespitler yapılmış olsa bu hususa katılmamaktayız. ……………….. 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ……………….. Karar Numaralı dosyadaki ……………….. Tarihli Karar ile; “……………….. Devlet Hastanesi Başhekimliği’nin ……………….. nolu raporunda vesayet altına alınmak istenen ……………….. F70 – hafif zeka geriliği ile vesayet altına alınmasının gerektiğine dair rapor tanzim edildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ve ……………….. Devlet Hastanesi Başhekimliğinin ……………….. sayılı Sağlık Kurulu Raporu, vasi adayı ve kısıtlı adayı hakkında yapılan kolluk araştırması birlikte değerlendirilerek, 405. Maddesi uyarınca ……………….. ın kısıtlanarak kendisinin bakım ve ihtiyaçı ile ilgilenen aralarında menfaat çatışması bulunmayan Annesi ……………….. ın Velayeti Altına alınmasına dair karar verilmiştir.” Anılan dosyada da belirtildiği üzere müteveffa ……………….. hafif zeka geriliği tanısı olmasına rağmen inşaatta çalışmasına izin verilmesi sonucu olay meydana gelmiştir. Müteveffa zaten gerekli dikkat ve özeni gösterebilecek düzeyde zekaya sahip olsaydı muhtemelen bu olay yaşanmayacaktı. Bu sebeple müteveffa ……………….. meydana gelen iş kazası olayında atfı kabil herhangi bir kusur mevcut değildir. c- İşverenler açısından müteselsil sorumluluk Haksız fiil nedeniyle doğan zararlar sebebiyle birden fazla kişinin birlikte sorumlu tutulabilmesi mümkündür. TBK birden fazla kişinin bu çerçevede ortak olarak sorumlu olduğu haller düzenlenmiştir. TBK MADDE 61 – “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” TBK m. 61’in uygulama alanı bulabilmesi için ; birden fazla kişinin ortak kusurlu davranışları ile zarara sebebiyet vermiş olmaları gerekir. Bu oluşan zarar dolayısı ile alacaklı borçlulardan zararın tümünü veya bir kısmını müteselsil borçluların tümünden veya sadece biri ya da bir kısmından talep edebilir. Bu sebeple iş kaza sonucu müvekkilin hak etmiş olduğu tazminatın tamamının davalılardan tazmin edilmesin talep ederiz. 3- Ölenin Destekliği ……………….. günü iş kazasında ölen doğumlu ……………….., bekar olup annesi ile birlikte yaşamaktaydı. Amcası ……………….. ile birlikte ara ara yevmiye usulü çalışmaktaydı. Sabit bir geliri olmayan müteveffanın kazanca esas ücretinin asgari ücret olarak hesaba dahil edilmesini talep etmekteyiz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gün, kararında; “Desteğin, sahip bulunduğu veya sahip olacağı mali imkanlarıyla, destekten yoksun kalana sağlığında temin ettiği veya edeceği; farazi desteğin ise gelecekte sağlayabileceği yardımlar göz önünde bulundurulmalıdır. Zararı oluşturan bu yardımların tespitinde, belli zamanlarda verilen veya ilerde verilmesi muhakkak olan mutat hediyeleri ve “hizmet” şeklinde yapılan yardımları da dikkate almak lazımdır. Desteğin yardımının yalnız parasal nitelikte bulunmasında zorunluk yoktur. Çünkü, ölenin hizmet edebilme güç ve kabiliyeti de para ile ifadesi mümkün olan bir mali imkan teşkil eder. Ana ve babanın çocukları kaç tane olursa olsun, maddi durumları ne derecede bulunursa bulunsun, hatta gelecekleri, müesseselerce sosyal güvenlik kurumlarınca garanti altına alınmış bile, bir gün zarurete düşüp düşmeyecekleri, çocuklarına muhtaç olmayacakları önceden kestirilemez. Fakat onların ileride çocuklarının maddi desteğine muhtaç olabileceklerinin kabulü, hayatın olağan akışına uygun düşer.” Yargıtay 2629-4737 “Destekten yoksun kalma, yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardıma koşması maddi desteğin kapsamında kabul edilmelidir. “ Yargıtay E. 2007/5604 K. 2008/4057 “Destek yoksun kalma tazminatında, destek sayılabilmek için yardımın yalnızca parasal nitelikte olması zorunlu değildir. Eylemli ve düzenli yapılan hizmet edimleri de bir kimsenin destek sayılabilmesi için yeterlidir. Davacıların, oğullarının ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerekir. “ 4- Destekten Yoksun Kalanlar Dava konusu iş kazası sonucu ……………….. annesi müteveffanın desteğinden yoksun kalmıştır. Müteveffa annesine maddi destek olamasa bile yanında olması, her an her durumda onun yardımına koşması bile destekliğini ispatlamaktadır. Kaldı ki engelli olan ve bu sebeple kendisine vasi atanan davacı müteveffanın evlenme olasılığının çok da yüksek olmadığı açıktır. Bu sebeple müteveffa eğer ölmeseydi yaşamının sonuna kadar annesine destek olacağı göz önüne alınarak destek yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmasını talep ederiz. 5- Maddi Tazminat Talebimiz Davamız 6100 sayılı yeni Hukuk Yargılama Yasası’nın göre “belirsiz alacak davası”olarak açılmış bulunmakla, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının, peşin harcı yatırıldıktan sonra, iş kazası tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte hüküm altına alınması talebinde bulunuyoruz. Harca esas değer TL 6- Manevi Tazminat Talebimiz Kaza nedeniyle müvekkillerimiz manevi olarak zarar görmüştür. Davacı ……………….. oğlunu, diğer davacılar ise kardeşlerini kaybetmişlerdir. Ayrıca müteveffanın elim bir şekilde 13 gün boyunca acı çekerek vefat etmesi davacılar açısından psikolojik olarak uğranılan bir zarara konu olmaktadır. Nitekim Yargıtay içtihatlarında da kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişinin, öngördüğü miktarı belirleyerek manevi tazminat isteminde bulunabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda kararların çoğunda şu görüşler benimsenir; Manevi tazminat ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Ceza değildir; çünkü, davacınn menfaati düşünülmeksizin, sorumlu olana hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Hakim manevi tazminata hükmederken para değerini de düşünmelidir. Hükmettiği meblağ, bir sadaka niteliği taşımamalı, kısmen de olsa bir manevi tatmin fonksiyonu ifa etmeli; diğer tarafın müzayaka haline düşmesine, onun mahvına da meydan vermemelidir. gün 7/7 sayılı K. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir. Manevi tazminatın tutarını belirlemede, hakim, takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşullarını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, paranın satın alma gücünü, tarafların kusur durumunu, olayın ağırlığını, davacının sürekli iş görmezlik oranını, yaşını, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutmalı; hükmedilecek tutar, manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranla olmalıdır. Bu sebeple müvekkillerimin hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönmesi, kişilerin duygusal olarak tatmin edilmesi gerekmektedir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçladığından, talep ettiğimiz tazminat müvekkillerin yaşadığı acı ve elemin karşılığıdır. Bu sebeple de, müvekkillerin uğramış olduğu bu psikolojik çöküntünün biraz da olsa giderilebilmesi için manevi tazminata hükmedilmesini talep ederiz. 7- Geçici Ödeme Talebimiz 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanununda “Haksız Fillerden Doğan Borç İlişkileri” 2. bölümde düzenlenmiş ve “Yargılama” başlıklı bölümde 76. maddesinde, zarar görenin belli şartlar altında zarar verenden yargılama aşamasında hüküm verilmeden geçici ödeme talep edebileceğini düzenlenmiştir. Maddeye Göre; “MADDE 76- Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” denilmekte ve maddenin gerekçesinde, “Bu yeni düzenlemeyle, meselâ, hiçbir sosyal güvenceden yararlanamayacak durumda bulunmakla birlikte, somut olayda uğradığı zararın giderilmesi için âcilen parasal bir desteğe ihtiyaç duyan ve tazminat yükümlüsünün, uğradığı zarardan sorumluluğunu hâkime sunduğu inandırıcı kanıtlarla ortaya koyan zarar görenlerin korunması amaçlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasında, zarar görenin iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunması ve ekonomik durumunun da gerektirmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, hâkime, istem üzerine tazminat yükümlüsünün zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verme yetkisi tanınmıştır. Ancak, fıkrada yapılan düzenlemeyle, geçici ödeme kararıyla kesin hüküm sonucunun, eda amaçlı bir ihtiyati tedbir aracılığıyla elde edilmesi amaçlanmamaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında ise, aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca zarar görene yapılan geçici ödemelerin nihaî kararda hükmedilmiş olan tazminata mahsup edileceği; zarar görenin açtığı davanın reddine karar verilmesi durumunda ise hâkim tarafından, aynı davada, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine hükmedileceği öngörülmektedir.” denilerek konu açıklanmaktadır. Anılan madde ve gerekçesine göre; zarar görenin dava devam ederken geçici ödeme talep edilebilmesi için; a zararını ispatlayan kuvvetli delillerinin olması, b zararın giderilmesi için acilen parasal bir desteğe ihtiyaç duyması, şartları sağlanmış olmalıdır. Yukarıda yer alan şartlar davacı müvekkiller açısından kesin bir şekilde sağlanmaktadır. Davacı anne ……………….. kazadan sonra tek oğlunun desteğinden mahrum kalmıştır. Kendisine diğer çocukları ve akrabaları yardımcı olmaktadır. Sosyal yardımlar ve çevresindekilerin destekleri ile hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. Sayın mahkeme tarafından gerekli incelemeler yapıldığında da bu husus açıkça tasdik edilecektir. Yapılacak yargılama neticesinde zarar gören lehine hüküm çıksa da uzun süren bir yargılama sürecinde zarar verenden tahsil son derece güç olabilmekte, bu durumda zarar görenin daha da mağdur duruma düşmesi sonucuna yol açmaktadır. Bu bakımdan getirilmiş bu düzenlemeye istinaden şartları yerine gelmiş ise geçici ödemeye hükmedilerek mağduriyetlerin önüne geçilebilecektir. Davacı müvekkil ……………….. da kanunun emrettiği şartları taşıdığından dolayı sayın mahkemeden tazminat yükümlülerinin zarar görenlere geçici bir ödeme yapmasına karar vermesini talep ederiz. 8- Adli Müzaheret Talebimiz Müvekkillerimin maddi imkansızlığı yüzünden dava harç ve giderlerini karşılayabilme imkânı bulunmamaktadır. Bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacaktır. Dava bu nedenle adli müzaheret’ talebiyle açılmıştır. Kaldı ki davalı taraf müteahhit ve tacir olup, dava sonunda hükmedilecek harç ve yargılama giderlerinin tahsil edilememesi gibi bir durum söz konusu olmayacağından adli yardım talebimizin değerlendirilirken bu hususun da dikkate alınmasını sayın mahkemeden saygılarımızla talep ediyoruz. 9- İhtiyati Haciz Talebimiz Müvekkillerin davayı kazanması halinde hak etmiş olduğu alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmesi tehlikesi söz konusudur. Müvekkillerin hakkının korunması bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalılar üzerine kayıtlı araç ve tapu kaydının araştırılması ve mevcut araç ve tapu kayıtlarına dava sonucuna kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ederiz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2013/21-1791 K. 2013/1676 T. “…davacı iş kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat isteğiyle birlikte üst ve alt işveren davalıların taşınır taşınmaz mallarıyla üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini ” talep ve dava etmiştir. Dava konusu vakıa iş kazası olup, temelinde haksız fiil olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Borçlunun temerrüdünün düzenlendiği 6098 Sayılı maddesine göre haksız fiillerde fiilin işlendiği tarihi itibariyle borçlunun temerrüde düşmüş olacağı düzenlenmiştir. Davacının meydana gelen iş kazasında yaralandığı ve bu yaralanma nedeni ile %54 malul duruma düştüğü ve bu maluliyet sebebiyle tazminat isteminde bulunduğu görülmektedir. Davacının amacı para alacağı olan bu tazminatını güvence altına almaktır. İhtiyati hacizin amacı sadece teminattır. Bu nedenle, bir para alacağının korunması için ihtiyati tedbir yoluna değil ihtiyati haciz yoluna başvurabileceği de yukarda belirtilen yasal düzenleme gereğidir. Davacı vekili her ne kadar isteminde ihtiyati tedbir istemiş ise de davacının amacının para alacağını teminat altına almak olduğuna göre, maddesindeki gereğince “uygulanacak hukuk normunun resen hakimce tespit edilmesi ve uygulanması hakime aittir” ilkesi gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gereklidir. Ayrıca davaya konu tazminat istemi olduğuna göre, maddesi gereğince ihtiyati tedbirin sadece “uyuşmazlık konusu hakkında” verilebilmesi karşısında talebin ihtiyati tedbir olarak kabul edilebilmesi mümkün değildir” HUKUKSAL SEBEPLER 4857 sayılı İş Kanunu, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı mevzuatı, 6098 sayılı Borçlar Kanunu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6100 sayılı HMK vs. ilgili mevzuat hükümleri. DELİLLER Adana Asliye Ceza Mahkemesi 13 E. dosyası muhtevası, müteveffaya ait SGK sicil dosyası, iş kazası tahkikat evrakları, SGK’nın açtığı rücu davasında alınan raporlar, meslek odalarından müteveffanın yaptığı işe göre gerçek kazancının araştırılması, dinlenecek tanıklar, nüfus kayıtları, bilirkişi kusur ve hesap raporları vs. her tür yasal delil SONUÇ VE İSTEK Açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız baki kalmak kaydıyla; 1. İş kazasında oğlunu yitiren davacı ……………….., 6100 sayılı Yasa’nın uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminat tutarının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere kaza tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk gereği davalılardan tahsiline; 2. Davacı anne ……………….. için TL manevi tazminatın, her bir davacı kardeş için TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 3. Davalıların taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati haciz” konulmasına karar verilmesini, 4. Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini müvekkillerim adına arz ve talep ederim. Davacılar Vekili İş Kazası Dava Dilekçesi 15 Hızlı Tren Yapım İşi ADANA İŞ MAHKEMESİ’NE ADLİ YARDIM İSTEMLİDİR DAVACI VEKİLİ DAVALILAR DAVA İş kazası sonucu işgücü kaybı nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminat ile tarafların kusur ve sorumluluk derecelerine ve maddi zararın kapsamına göre hükmedilecek manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesi dileğidir. HARCA ESAS DEĞER TL Maddi tazminat için ve TL Manevi tazminat için AÇIKLAMALAR 1- Kazanın oluşu Müvekkilimiz X günü asıl işveren X Ltd. Şti’nin üstlendiği ve bir kısım işleri diğer davalının taşeron olarak yaptırdığı X-Y Hızlı Tren yapım işi arası hızlı tren inşaatı yapım işinde soğuk demir ustası olarak çalışmakta iken, ağır yük taşıma vincinin yük taşırken bağ demiri olarak tabir edilen demiri kopması ve müvekkilin ayağını sararak kıstırması sonucu yaşanan kaza sonucu ağır yaralanarak X Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Taburcu olmasına müteakip çalışamaz durumda olan müvekkilimiz X’e dönerek X Eğitim ve araştırma hastanesinde tedaviye devam etmiştir. Ancak yaşanan iş kazası neticesinde ayağında baldır kırığı ve diz kırığı oluşan davacıda kalıcı iş gücü kaybı gerçekleşmiştir. Halihazırda davacı koşamamakta, uzun süre ayakta kalamamakta ve kısa süreli olmak kaydıyla sekerek yürümektedir. Bahse konu kazaya sebebiyet veren vinç operatörü X’in ehliyetinin dahi olmadığı olayın akabinde açığa çıkmıştır. Davacı ücret olarak günlük 140 TL almasına karşın hesabına asgari ücret yatırılmakta, ücretin kalan kısmı elden verilmektedir. Bu hususların tamamı tanık beyanları ve diğer delillerle ispatlanacaktır. 2- Kusur İş kazası bildirimi yapılmasına karşın netice olarak İş Müfettişi tarafından düzenlenen raporun akıbeti hakkında bu aşamada malumatımız bulunmamaktadır. Yargılama sırasında mahkemece görevlendirilecek bilirkişi kurulunun inceleme ve değerlendirmeleri sonucu kesin durum belli olacaktır. Ancak 6098 sayılı yasanın 417. maddesinde…’’ İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.’’ denmektedir. İş kanununun 77. maddesinde “İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar.’’ şeklinde düzenleme mevcuttur. Yargıtay içtihatlarında ise benzer dosyalarda işverenin hukuki sorumluluğu olduğu belirtilmiştir; ÖZET Davanın yasal dayanaklarından birini oluşturan 55. maddesi hükmüne göre adam çalıştıran kişi çalıştırdığı kimsenin kusurundan dolayı objektif sorumluluk esaslarına göre doğrudan sorumludur. Dava konusu olayda davalı X işçilerinden olan davalı X’in kusurlu eyleminden dolayı iş kazası meydana gelmiş ve davacıların zararının ödenmesi gerekmiştir. Bu zarardan sorumlu olması gereken X hakkındaki davanın mahkemece kabulü yerine reddine karar verilmesi belirtilen maddi ve hukuki olgulara uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle davalılardan X hakkındaki davanın reddi isabetsizdir. E.,2002/3663 K. 3- Sürekli işgöremezlik Bu kaza nedeniyle davacıya sürekli işgöremezlik oranı sayın mahkeme tarafından alınacak raporla açığa çıkacaktır. Kaldı ki yukarıda belirttiğimiz üzere iş kazası neticesinde ayağında baldır kırığı ve diz kırığı oluşan davacının maluliyet yaşadığı hususu izahtan varestedir. 4- Maddi tazminat isteği Dava konusu kazadan kaynaklı olarak davacı genç yaşına rağmen ciddi iş gücü kaybı yaşamış olup kusur raporları ve davacının gerçek geliri dikkate alınarak maddi tazminat istemek gerekmiştir. Zira davalıların bahse konu kaza nedeniyle davacıya karşı tazminat sorumluluğu bulunduğu hususu izahtan varestedir. Bu aşamada fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla iş gücü kaybı tazminatı olarak TL’nin olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmekteyiz. 5- Manevi tazminat isteği Yine müvekkilin geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle uzun bir süre tedavi sürecine tabi tutulması, meydana gelen yitikliğin herkesçe görülebilir olması, genç yaşta malul kalması ve bunun müvekkilin psikolojisini olumsuz yönde etkilemesi, tüm bunlarla da sınırlı kalmayıp kendi iş alanında sakatlık sebebiyle iş bulamaması ve bulamayacak olması ve bu sebeplerle de ağır ekonomik sıkıntılar yaşaması nedeniyle müvekkilin çektiği acıların, ıstırabın ve sıkıntıların bir nebze de olsa giderilebilmesi için manevi tazminat talep etme gereği de doğmuştur. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. HGK 13/291-370 Bu nedenle manevi tazminat olarak TL’nin olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmekteyiz. ADLİ YARDIM İSTEMİ Müvekkil fakir olduğu, hiçbir geliri bulunmadığı için açılacak davanın giderlerini karşılayacak maddi gücü bulunmamaktadır. Müvekkilin açılacak davanın masraflarını karşılayacak maddi gücü olmadığından mahkemenizden adli yardım istemek zarureti hâsıl olmuştur. YASAL NEDENLER 4857 sayılı İş Kanunu, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı mevzuatı, Borçlar Kanunu hükümleri, 5510 sayılı ve 506 sayılı yasalar, 5521 sayılı yasa, 6100 sayılı HMK vs. ilgili mevzuat hükümleri. KANITLAR İş kazası tutanakları, ifadeler, Müfettiş raporu, SGK kayıtları, işçinin özlük dosyası ve ücret belgeleri, nüfus kayıtları, tanık, bilirkişi kusur ve hesap raporları vs. her tür kanıt SONUÇ VE İSTEM Sunulan nedenlerle ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre öncelikle adli yardım talebimizin kabulüyle İş kazası sonucu işgücü kaybı nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatşimdilik TL talep etmekteyiz ile TL. manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı işverenlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, davacı adına ve saygı ile arz ve talep ederiz. Davacı Vekili Ekli belgeler 1 Tedavi evrakları 2 Hizmet döküm belgesi 3 Fakirlik kağıdı 4 Vekaletname-Yetki belgesi İlgili yerlerden istenecek belge ve dosyalar 1 SGK’dan müfettiş raporu ve iş kazası dosyası 2 SGK’dan bağlanan gelirin ilk peşin değerinin sorulması 3 İşyerinden işçinin özlük dosyası ve ücret bordroları İş Kazası Tazminat Dava Dilekçesi 16 Köprü Yapım İşi Esnasında Meydana Gelen Kaza ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE GEÇİCİ ÖDEME TAZMİNATI TALEPLİDİR. DAVACI VEKİLİ DAVALILAR KONU 3. Boğaz Köprüsü’nünYavuz Sultan Selim Köprüsü yapımı sırasında müvekkilin yaşadığı iş kazasından dolayı uğradığı 1000-TL maddi tazminatbelirsiz alacak davası olarak ikame edilmiştir, bilirkişi raporu doğrultusunda miktar arttırılacaktır., manevi tazminatın kazanın yaşandığı tarih olan tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesi, TBK md 76’ya göre geçici ödeme tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmili talebimizi içeren dava dilekçemizdir. tazminat davası belirsiz alacak davası olarak ikame edilmiştir. AÇIKLAMALAR A- YAŞANAN İŞ KAZASININ ÖZETİ Müvekkil davalılara ait adi ortaklığın işçisi olup net … -TL maaş almaktadır. 1- Müvekkil, 3. Boğaz Köprüsü’nün halat yapım işini üstlenen ve davalıların kurduğu adi ortaklıkta köprü kule işçisi/inşaat ustası olarak görev yapmıştır. 2- 14 Haziran 2015 tarihinde yine sabah 0800’da işe başlamış bir saat öğle molası vermiş ve gece geç saatlere kadar çalışmasını sürdürmüştür. 3- Kaza 2300’da köprüyü tutacak olan halatları gizleyen boru kaldırılmadan önce içinden geçen kılavuz halatın çekilmesi sırasında olmuştur. Şöyle ki halatın ucu iple bağlanmış ip borunun içinden geçirilerek makara yardımıyla yön verilip arabayla çekilirken makara yere sabitlenmemiştir. Yerden çıkan makara müvekkilin bacaklarına çarpmış ve müvekkilin iki bacağını da çok ağır şekilde yaralayarak bacaklarının kırılmasına sebebiyet vermiştir. Olay yerine ambulans sevk edilmiş ve hastaya ilk müdahale yapılarak hasta önce … Kemik Hastalıkları Hastanesi’ne, oradan da … Hastanesi’ne sevk edilmiştir. gerekirse ilgili kurumlardan celbi talep olunur. Yaşanan kaza sonucunda İstanbul C. Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasıyla yürütülen tahkikatta Makine Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olan … verdiği bilirkişi raporunda kazayı şu şekilde tarif etmiştir “M. Ç. tarihinde saat civarlarında, yerde bulunan halat çekme makinası ile halat çekilmesi işlemine yardım ettiği sırada, gerilim altındaki halat makarasının sabitlenmiş olduğu inşaat demirlerinden kurtularak bacaklarına çarpması neticesinde Basit Tıbbi Müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmıştır.’İst. Cbs’nin … dosyası Olayın yaşanmasında müvekkilin herhangi bir kusuru tespit edilememiştir. Zira olayın yaşandığı sırada sahada İş Güvenliği Uzmanı dahi bulunmamaktadır.Soruşturma dosyasındaki tanık anlatımları bu hususu doğrulamaktadır. Bilirkişi … verdiği rapor dahilinde kusuru bulunan diğer çalışanlardan Stajyer Mühendis X asli kusurlu, proje müdürü B tali kusurlu kabul edilmiştir. Bu rapor doğrultusunda iddianame düzenlenerek şüpheliler hakkında taksirle adam yaralamadan dolayı İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde … E. sayısı ile kovuşturma yürütülmektedir. İş kazasının gerçekleşmesinin sebebi bahse konu makaranın uygun şekilde sabitlenmeden halat çekimine başlanmış olmasıdır. Müvekkile herhangi bir kusur atfedilmemiştir. Müvekkil gerek mesleki gerekse iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli eğitimler verilmiş ve müvekkil bu eğitimleri başarıyla tamamlamıştır. Ayrıca işverenin verdiği emir ve talimatlara aykırı herhangi bir davranışı bulunmamıştır. Gerek İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na gerekse İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğine Göre işverenin işçilerin sağlık ve güvenliği açısından önemli bir tehlike oluşturabilecek, iş ekipmanının parçalarının kırılması, kopması veya dağılması riskine karşı uygun koruma önlemlerinin alınması, işçilerin bu işleri yapacakları yerlere güvenli bir şekilde ulaşabilmeleri ve orada güvenli bir şekilde çalışabilmeleri için uygun şartları sağlama yükümlülüğü vardır. Somut olayda işveren, bu yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Savcılık dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da değindiği üzere “yönetmelik hükümleri yerine getirilerek, bahse konu makara, iş makinası ile kablo çekilmesi sırasında uygulanacak gerilimi karşılayabilecek şekilde sabitlenerek ve kablonun çekilmesi sırasında makaranın yerinden kurtulabileceği riski de değerlendirilerek, tehlike bölgesinde işçi çalıştırılmaması durumunda soruşturmaya konu kazanın önlenmesi mümkün olurdu” demiştir. 4- Somut olayda işverence alınıp da işçi tarafından riayet edilmemiş bir kusur mevcut değildir. İşçiye kusur atfedilemeyeceği soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporunda da belirtilmiştir. Bilirkişinin tanzim ettiği bu raporda özetle -Kazanın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, tedbirsizlik, dikkatsizlik ve ihmal sebebiyle meydana geldiği, kaçınılmazlık faktörünün bulunmadığı, müştekinin kusurunun bulunmadığı, beyan edilmiştir.Rapor sunulacaktır. 5- Yine Adli Tıp Kurumu’nun … sayılı raporunda kırıkların hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif1,Orta2-3 ve Ağır 4-5-6 olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık olması nedeniyle skorlama yapılarak şahısta saptanan kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını AĞIR6 derecede etkileyeceği yönünde rapor verilmiştir.Rapor sunulacaktır. B- MADDİ TAZMİNATA İLİŞKİN TALEPLERİMİZ TBK md 49’a göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Tazminatın kapsamına md 54 gereği tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar vs. girmektedir. Her ne kadar kaza sonucu derhal yapılan müdahalelerin giderleri işveren tarafından karşılanmış olsa da müvekkilin iş kazasının sebep olduğu tedavisi devam etmektedir. Devam eden tedaviler ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunduğundan tedavi giderlerinin tarafımıza ödenmesi gerekmektedir. Müvekkil 8 ay raporlu kalmış ve bu süreçte kişisel ihtiyaçlarını gideremediğinden bakıcı tutmuştur. Bakıcı parasının da tazminat olarak istenmesi gerekmektedir. SGK tarafından yapılan incelemede müvekkilin işgücü kaybı, maluliyet oranı, ekonomik geleceğinin ne oranda sarsıldığı görülecektir.SGK Kayıtlarının celbini talep Tedavi gördüğü sırada müvekkile, … firmalarından mağaza müdür yardımcılığı mülakatlarına katılma teklifi gelmiş ancak müvekkil tedavisi dolayısıyla bu mülakatlara katılamadığı için kazanç kaybına uğramıştır.Yazışmalar EK 7 Ayrıca polislik mülakatlarına katılan müvekkil, ayağındaki platinler ve yürüyüş bozukluğu sebebiyle elenmiştir.EK 8 Görülmektedir ki müvekkilin ekonomik geleceğinin sarsıldığı çok açıktır. Bu sebeple şimdilik maddi tazminat istemek gerekmiştir. C- MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN TALEPLERİMİZ TBK md 56’ya göre ’’Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.’’ Somut olayda makaranın müvekkilin bacaklarına şiddetli bir biçimde çarpması suretiyle yaşanan iş kazasında müvekkil zorlu bir tedavi süreci geçirmiş ve halen geçirmektedir. Müvekkilin ekonomik geleceğinin sarsılması, polislik mülakatından elenmesi, gelen iş tekliflerine müspet cevap verememesi yaşanan üzüntünün en hafif yönüdür. Bunun dışında müvekkil, zorlu ve acı verici tedavilerden, eve hapsolmasından dolayı psikolojik bunalıma girmiştir. Yaklaşık 1 seneden fazla süredir psikiyatra gitmektedir. Psikiyatrın verdiği biri kırmızı reçeteli olan ilaçları düzenli olarak kullanmaktadır. Bu süreçte müvekkilde özgüven eksikliği oluşmuştur. Dışarı çıkamamaya adımını korkarak atmaya ve insanlarla diyaloğa girmek istememeye başlamıştır. Psikiyatr doktor, müvekkile %40 oranında ruhsal sıkıntıya ilişkin rapor verebileceğini bildirmiştir.EK 8 Celbi talep olunur. Yaşanan ağır travma hala devam etmektedir. Bu sebeple maddi kayıpların verdiği manevi zarar ile ayrıca yaşanan manevi ızdırap, müvekkilin kusursuzluğu, karşı tarafın ağır ihmali ve bedensel bütünlüğün ağır bir şekilde zarara uğratıldığı göz önüne alındığında manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesini istemek zorunluluğu doğmuştur. GEÇİCİ ÖDEME TAZMİNATI TALEBİMİZ HAKKINDA Türk Borçlar Kanunu’nun 76. maddesine göre “Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.’’ Borçlar Kanunu’nun bu hükmü uzun süren dava süreçlerinde iş kazasına uğradığı sabit olan mağdur işçiyi kısmen de olsa belli bir tazminata kavuşturmak ve işçinin mağduriyetini önlemektir. Bu suretle dava sonunda alınacak tazminat miktarına kısmen önceden kavuşularak işçinin duyduğu ızdırap ve fiziki acılar azaltılacaktır. Bu sebeple iş kazası sabit olan somut olayda kısmi ödeme talep etme zaruriyeti doğmuştur. HUKUKİ DELİLLER Delil sunma hakkımız saklıdır. HUKUKİ SEBEPLER İş Kanunu, TBK, HMK vs. mevzuat SONUÇ VE İSTEM Yukarıda arz ve izaha çalıştığımız nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla -TBK md 76’ya göre iş kazası yaşadığı sabit olan işçi lehine, dava sonunda mahsup edilmek üzere manevi tazminata GEÇİCİ ÖDEME TAZMİNATI OLARAK HÜKMEDİLMESİNE, -Davamızın KABULÜ ile -Belirsiz alacak davası olarak ikame ettiğimiz maddi tazminattan SGK’dan gelecek maluliyet dosyası da göz önüne alınarak şimdilik olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE, manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE, -Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara TAHMİLİNE, Karar verilmesini arz ve talep ederiz. DAVACI VEKİLİ İŞÇİNİN HAKLI NEDENLE FESHİSAĞLIK SEBEPLERİAHLAK VE İYİNİYET KURALLARINA UYMAYAN HALLER VE BENZERLERİZORLAYICI SEBEPLERKonuyla İlgili Yargıtay Kararıİşçinin Haklı Nedenle Feshi Hakkında Sık Sorulan SorularHaklı fesih nedir?İşçinin haklı nedenle feshi nelerdir?İşveren fesih sebebiyle bağlı mıdır?Haklı nedenle fesihte bildirim şart mı? İŞÇİNİN HAKLI NEDENLE FESHİ İşçinin haklı nedenle feshi hakkını sağlayan ana sebepler, sağlık sebepleri, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri, zorlayıcı sebepler olmak üzere İK Madde 24’te sıralanmışlardır. Bu yazımda sizlere, İK Madde 24’ün üç bendini detaylı olarak anlatacağım. SAĞLIK SEBEPLERİ İşin Niteliğinin İşçi İçin Tehlikeli Olması İş sözleşmesi gereğince, işini yerine getiren işçinin hayatı ve sağlığı işin özelliğinden dolayı tehlike arz ediyorsa, işçinin haklı nedenle fesih hakkı doğar. İK Madde 24/ I/a’da belirtilen bu hükümle işçinin çalıştığı dönemdeki sağlığı veya ileride karşılaşabileceği sağlık problemlerinin önlenmesi amaçlanmıştır. İş sözleşmesi kurulmadan önce veya kurulma anında, tehlikenin varlığının işçi yönünden bilinip bilinmemesi önem arz etmemektedir. İşçinin işin kendi hayatı için tehlikeye oluşturduğunu düşünmesi ve kanıtlanması haklı nedenle fesih için yeterli görünmüştür. İşyeri niteliğinde tehlike unsurlarını barındırıyor olması, bu kanun hükmünün uygulama alanı bulması için şarttır. İşçinin yaptığı işin, ölüm, kaza veya büyük bir zarar verme ihtimalinin bulunması gerekmektedir. İşçinin bu hükme dayanarak sözleşmeyi feshedebilmesi için, söz konusu tehlikenin işletmenin niteliğinden doğmuş olması gerekir. İşyeri dışından doğan ve işçinin sağlık ve hayatını tehlikeye atan sebepler İK Madde 24/ I/a için uygulama alanı yaratmaz. Bu tehlikenin mutlaka işyerinden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Tüm bu unsurların bir arada bulunması halinde işçinin haklı nedenle feshine dayanılarak sözleşme feshedilebilir. İşçi, İşveren Veya Başka İşçi Tarafından Bulaşıcı Ya Da İş İle Bağdaşmayan Hastalığa Tutulursa İK Madde 24/ I/b’ye göre işçinin, işverenin veya diğer bir işçinin taşıdığı bulaşıcı hastalığa yakalanması ya da iş ile bağdaşmayan bir hastalığa yakalanmış olması, işçinin haklı nedenle feshini oluşturur. Kanun koyucu bulaşıcı hastalık demekle yetinmiş olup, bu bulaşıcı hastalıkların ağırlığından bahsetmemiştir. İK Madde 24/ I/b’de belirtilen bulaşıcı hastalıklardan anlaşılması gereken, hasta üzerinde önemli ölçüde zarar bırakan hastalıklardır. Bu bulaşıcı hastalıklar grip, nezle gibi hastalıklar olamayacağı için bunlara örnek vermek gerekirse, AIDS, verem gibi hastalıklar bu kanun hükmü içerisinde kabul edilen bulaşıcı hastalıklardandır. Haklı nedene dayanarak feshin gerçekleşebilmesi için gereken diğer bir unsur, bulaşıcı hastalığı taşıyan işveren veya diğer bir işçinin, hastalığa yakalanan işçi ile sürekli veya doğrudan yakın olarak çalışıyor olmaları gerekmektedir. Haklı nedene dayanabilmek için bu unsurun da gerçekleşmiş olması şarttır. İşçinin kendisinin tedavi edilemeyen veya bulaşıcı hastalığa sahip olması ve bunun işyerindeki işveren veya diğer işçiler için sakınca doğurması halinde bu kanun hükmü uygulama alanı bulmaz. Onun yerine İK Madde 25/ I/b gündeme gelir ve işveren için haklı nedenle fesih oluşturabilir. AHLAK VE İYİNİYET KURALLARINA UYMAYAN HALLER VE BENZERLERİ İşverenin İşçiyi Yanıltması İK Madde 24/ II /a ile işverenin işin esaslı noktalarına yönelik, eksik veya yanlış bilgi vererek işçiyi yanıltması, işçi lehine sözleşmeyi haklı nedenle fesih sebebi olarak kabul edilmiştir. Bu kanun maddesiyle, işçinin doğru bilgilendirilmesi ve aldatılmasının önlenmesi amaçlanmıştır. İşverenin yanıltmasının, işçi lehinde haklı neden sayılabilmesi için, işverenin gerçekleştirdiği aldatmanın sözleşmenin esaslı noktalarına yönelik gerçekleşmesi gerekmektedir. İşveren bu yanıltma işlemini, iş hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstererek ya da gerçeğe uygun olmayan bilgiler vererek gerçekleştirebilir. Sözleşmenin esaslı unsurlarının neler olduğuna gelecek olursak, taraflar için olmazsa olmaz sayılan maddeler diyebiliriz. Eğer taraflardan birisi, sözleşmedeki hükümlerden herhangi birisinin yokluğunda sözleşmeyi yapmazdım diyorsa, o hüküm esaslı nokta olarak değerlendirilir. İşverenin, İşçinin Veya Ailesinin Şeref Ve Namusuna Dokunacak Sözleri, Davranışları Veya İşçiye Cinsel Tacizde Bulunması Kanun koyucu İK Madde 24/ II /b ile, işçinin veya ailesinin Şeref Ve Namusunu veya işçinin cinsel dokunulmazlığını koruma altına almıştır. İşverenin, işçinin namus ve şerefine yönelik gerçekleştirdiği filler işçinin haklı nedenle feshi hakkını doğurmaktadır. İşverenin TCK yönünden suç sayılan cinsel taciz fillini salt işyerinde gerçekleştirmiş olması gerekmez. İşyeri dışında da, işçiye yönelik işveren tarafından gerçekleştirin cinsel dokunulmazlığa yönelik filler, haklı nedene dayanan feshi oluşturur. İşçinin veya ailesinin namusa yönelik sarf edilen sözler veya davranışlar ya da cinsel taciz, işveren dışında işverenin vekili tarafından gerçekleşirse de haklı nedenle fesih uygulama alanı bulur. İK Madde 24/ II /b’de belirtilen suçların işyerindeki bir diğer işçi tarafından gerçekleştirilmesi halinde kanun maddesi uygulama alanı bulamaz. İşverenin İşçiye Veya Ailesine Karşı Hapsi Gerektiren Bir Suç İşlemesi, Sataşması Veya Gözdağı Vermesi, Kanuna Karşı Davranışa Özendirmesi, Kışkırtması, Sürüklemesi, Şeref Ve Haysiyet Kırıcı Asılsız Ağır İsnad Veya İthamlarda Bulunması İK Madde 24/ II /c’de sayılan bu eylemlerin işveren tarafından gerçekleştirilmesi, işçinin haklı nedenle feshini oluşturur. Bu fillerin haklı sebeplerden biri olarak sayılabilmeleri için, işçinin veya ailesinin kişilik haklarının, namuslarının ve şereflerinin zedelendiğinin kabulü gerekmektedir. Ayrıca suç teşkil eden bu fillerden bazılarının, işçi veya onun aile bireyleri üzerinde maddi mal kaybı uğratma tehlikesi bulunmalıdır. İşçinin Diğer Bir İşçi Veya Üçüncü Kişiler Tarafından İşyerinde Cinsel Tacize Uğramış Olmasına Rağmen Gerekli Önlemlerin Alınmamış Olması İK Madde 24/ II /d ile kanun koyucu işçinin cinsel dokunulmazlığı himaye altına almaya çalışmıştır. İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü bir kişiler tarafından cinsel tacize uğradığı için haklı nedenle fesih hakkı bulunmaktadır. Ancak birkaç unsurun bir arada gerçekleştirmiş olması, bu hakkı işçiye verecektir. İşçinin haklı nedenle feshi için, işçiye yönelik gerçekleştirilen cinsel tacizin işyerinde gerçekleştirilmiş olması şarttır. İşyeri dışında diğer bir işçi veya üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilen cinsel taciz suçuna dayanarak haklı fesih yapılamaz. Bir diğer unsur ise, cinsel taciz suçu hakkında bilgilendirilen işverenin, işçinin tekrar cinsel tacize uğramaması için gerekli önlem almış olması şarttır. İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişi tarafından cinsel tacize uğradığını gören işveren gerekli önlemleri almaz ise, İK Madde 24/ II /d uygulama alanı bulur ve haklı nedenle fesih gerçekleştirilebilir. İşverenin İşçinin Ücretini Uygun Hesap Etmemesi Veya Ödememesi İşverenin keyfi davranmak suretiyle işçinin ücretini ödememesi, kanundan veya sözleşmede belirtilen ücretten az veya eksik ödemesi, işçinin haklı nedene dayanarak sözleşmeyi feshetmesini sağlar. İşverenin ücreti zamanında ödememesi de aynı şekilde haklı nedenlerden sayılmaktadır. Zamanında ödenmeyen ücrette zamanın ölçütü, işçi için uzun sayılabilecek süreyle eş değer sayılmalıdır. İşverenin ücreti ödemekte gecikmesine sebep olan haklı nedenler, işçinin İK Madde 24/ II /e’ye dayanarak feshini engeller. Gecikmeyi öne sürerek sözleşmeyi feshedecek olan işçinin, işverenin gecikmesinin kısa veya haklı olup olmadığına dikkat etmesinde yarar vardır. İşverenin İşçiye Az İş Vermesi İş sözleşmesini parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırıldığı sözleşmelerde, işverenin işçiye az veya eksik iş vermesi, işçinin normal şartlarda kazanacağı tutardan daha azına tekabül edeceği için işçinin menfaati zedelenmiş olacaktır. İşverenin işçiye eksik veya az iş vermesi halinde, işçi eksik ücret alacağı için, işverence bu eksik miktarın karşılanması gerekmektedir. İşçinin bu menfaatini korumak isteyen kanun koyucu İK Madde 24/ II /f ile bunu sağlamıştır. Bu kanun maddesiyle, işçiye eksik veya az ödenen ücretin işverence karşılanmaması hali, işçi bakımından haklı nedenle fesih oluşturur. ZORLAYICI SEBEPLER İK Madde 24/III’de, “İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.” Denilerek, işçinin haklı nedenle feshini gerçekleşebileceği hükmedilmiştir. Haklı nedene dayanılarak fesih hakkının kullanılabilmesi için, işyerinde gerçekleşen bir mücbir sebebin bulunması ve bu halin 1 haftadan uzun sürüyor olması şarttır. İşçinin çalışmasını etkileyen halin, kendisinden kaynaklanmayan ve işyeri genelinde faaliyeti imkansız kılan hal olması zorunludur. Bu yazımda sizlere, özel durumların gerçekleşmesi halinde işçinin haklı nedene dayanarak feshi hakkında bilgi vermeye çalıştım. Haklı nedenle fesihte, süre, şekil zorunluluğu ve sonuçlarının neler olduğu hakkında daha fazla bilgi almak için İş Sözleşmesinde Haklı Nedenle Fesih adlı yazıma ve tıklayınız. İşveren yönünden haklı nedene dayanarak gerçekleştirilen fesih hakkında daha fazla bilgi almak için de, İşverenin Haklı Nedenle Feshi adlı yazıma tıklayarak ulaşabilirsiniz. Konuyla İlgili Yargıtay Kararı Dairesi 2009/47913 E. , 2012/7708 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ İş Mahkemesi DAVA Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini mahkeme, isteğin reddine karar süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldüY A R G I T A Y K A R A R IA Davacı İsteminin ÖzetiDavacı, iş sözleşmesini vardiya amirinin kendisine hakaret ettiğinden haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ücret ve yıllık izin alacaklarını Davalı Cevabının ÖzetiDavalı, davanın reddini Yerel Mahkeme Kararının ÖzetiMahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının kendisine hakaret ettiğini söylediği Kemal Yılmaz’ın vardiya amiri olduğu, işveren vekili olmadığı anlaşıldığından, İş Kanunu’nun 24/II b maddesine göre haklı fesih için hakaret eyleminde bulunanın işveren veya vekili olması gerektiğinden, davacı tarafından yapılan feshin haklı fesih olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar TemyizKararı davacı temyiz GerekçeTaraflar arasındaki uyuşmazlık, davacını kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında olayda, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sonucunda, davacının vardiya amirinin kendisine hakaret ettiği gerekçesi ile iş akdini sonlandırdığı yürütümünden sorumlu vardiya amiri işveren vekili sayılır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, vardiya amirinin fiillerinden işveren sorumlu olduğundan kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi SonuçTemyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine tarihinde oybirliğiyle karar verildi. İşçinin Haklı Nedenle Feshi Hakkında Sık Sorulan Sorular Haklı fesih nedir? Haklı nedenle fesih, iş sözleşmesinin işçi ve işverenin kararlaştırdıkları süre tamamlanmadan, işçi veya işverence sonlandırılmasına denir. İşçinin haklı nedenle feshi nelerdir? İşçi bakımından derhal fesih hakkı doğuran birtakım nedenler bulunmaktadır. Bu nedenler İş Kanunu madde 24 uyarınca 3 başlık altında hükme bağlanmıştır. Bunlar;→ Sağlık sebepleri→ Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri→ Zorlayıcı sebepler İşveren fesih sebebiyle bağlı mıdır? İşveren, tarafınca işçiye bildirdiği sebeple bağlıdır. İşverenin aslında haklı sebebin var olduğu fakat hata ile geçerli fesih bildiriminde bulunduğunu iddia etmesi gibi bir sebebe dayanması ve savunmasını bu temel üzerine inşa etmesi mümkün değildir. Haklı nedenle fesihte bildirim şart mı? İş Kanunun madde 25 uyarınca işverene, iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshetme hakkı tanınmıştır. Kanunun ilgili maddesinde bildirim şartı öngörmediğinden, derhal feshetmesi ile fesih gerçekleşmiş olacaktır. Sonrasında işçie herhangi bir suretle bildirimde bulunulması gerekmemektedir. 1 Yorum İş kazası tazminatı bir işçinin çalıştığı iş yerinde işle ilgili yaralanması veya ölümü durumunda, kendisine veya yakınlarına işveren tarafından ödenen tazminattır. Açılan davada talep edilecek tazminatlar maddi ve manevi olarak iki türlüdür. . Bu tür davalar asıl işverene ve tüm işverenlere karşı açılabilmektedir. İş kazaları için açılan davalarda genel yetkili mahkeme davalı kişinin yerleşim yeri veya iş kazasının meydana geldiği iş yerinin yerleşim yerinde bulunan mahkemelerdir. İş kazası sebebiyle ölen kişinin yakınlarının, yani davacı yakılarının yerleşim yeri de davaya bakmakla görevlidir. İş kazasının ardından, gerçekleşen kaza işveren tarafından SGK`ya bildirilmelidir. SGK müfettişleri tarafından yapılan incelemenin ardından kazanın iş kazası olup olmadığı tespit edilmeli ve iş kazası olduğu tespit edildiği taktirde mağdur kişinin dava açma hakkı bulunmaktadır. İş Kazası Sayılan Durumlar Tazminat davası sayılabilecek durumlar "5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu`nun 13. maddesine" göre kabul edilmiştir. Bu durumlar İşçinin ne şekilde yaralandığının önemi olmaksızın, çalıştığı sırada iş yerinde uğradığı her türlü bedensel ve ruhsal zararlar iş kazasıdır ve tazminat davası sebebi sayılmaktadır. İşveren tarafından, çalışan işçinin görevli olarak işyeri dışında çalışmaya göndermesinde asıl işinin yapamaması ve maruz kaldığı haller iş kazası olarak değerlendirilmekte ve tazminat davası sebebi sayılmaktadır. Emziren annenin süt izni süresi içinde çocuğunu emzirmek için ayrılan zamanlarda uğradığı kaza iş kazası sayılmaktadır. Trafik iş kazası olarak nitelendirilen diğer bir kaza ise, işveren tarafından işçilerin taşıtla taşınması sırasında oluşan kaza iş kazası olarak nitelendirilmektedir. İş Kazası Tazminat Davasında Dava açma süresi iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Şayet kaza durumu işverence SGK ya bildirimi yapılmamışssa açılan davada kazanın iş kazası olduğunun da tespiti talep edilmelidir İş kazasında maddi tazminat talepleri , kaza geçiren işçinin bedensel zarara uğramasının ardından tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücü kaybı olup manevi tazminat talepleri de kaza geçiren işçinin bedensel zarara uğramasının kişide meydana getirdiği elem ve keder ile ölümü halinde ailesinin üzüntü ve keder duymasının karşılığı olan ve bir miktar paranın ödenmesini gerektiren manevi tazminatlardır. SGK müfettişleri tarafından yapılan incelemenin ardından kazanın iş kazası olup olmadığı tespit edilmeli ve iş kazası olduğu tespit edildiği taktirde mağdur kişinin dava açma hakkı bulunmaktadır. Yorum Yap 2020-08-29 Hacmi burulbay Ben is yerinde 3 yol önce kamyon içerisinde suçum yokken düştüm ve ertesi günden beri kolumdaxagri ve elimde güç kaybi oluyor tedavi gördüm ve devam ediyorum isim markette manav im ve urunlerin kasalar agir buda agrilara sebeb oluyor bunun için isimi bir akmak istiyorum basil tazminatimi alirim 5yil dolmak uzere 2020-08-29 Aylin Göstericiler Gerekli dava sürecine girilebilir ödenmemesi halinde Detaylı bilgi için 0224 250 36 81 - 0555 972 57 65 Çalışma hayatında, kimi zaman iş sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle kimi zamansa işçinin ya da üçüncü bir kişinin hatası nedeniyle iş kazaları yaşanabilir. Her türlü iş güvenliği önlemi alınsa da bazen iş kazaları kaçınılmaz olabilir. Sosyal Güvenlik Kurumu, iş kazası geçiren sigortalıya, sigortalının ailesine çeşitli yardımlarda bulunur. Bu yardımlardan yararlanmak için Sosyal Güvenlik Kurumu’na göre işçinin geçirdiği kazanın kanundaki iş kazası tanımına uyması gerekir. İşveren, iş yerinde çalışanların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bunun için gerekli önlemleri almak zorundadır. İşveren her türlü iş sağlığı ve iş güvenliği önlemini almış olsa dahi bir kaza yaşanmışsa iş kazası yaşandıktan sonraki sorumluluklarını yerine getirmelidir. İşverenin iş kazası sonrasında, çalışana sağlık müdahalesinde bulunulmasını sağlamak, çalışanın sağlık kurumuna ulaşmasını sağlamak, kazaya ilişkin rapor tutmak gibi sorumlulukları bulunmaktadır. İş kazası geçiren işçi ise haklarını bilmek ve savunabilmek adına kaza sonrası bu konudaki yasal düzenleme hakkında bilgi sahibi Kazası Geçiren Bir İşçi Neler Yapmalıdır?İş kazası geçirdim ne yapmalıyım sorusu çalışanlar tarafından iş kazası geçirildikten sonra sorulur. Ancak sigortalı çalışan haklarını bilmeli ve bu sorunun cevabını bir kaza yaşanmadan önce öğrenmelidir. İş kazaları her zaman bir iş yerinin içinde yaşanmayabilir. Dışarıda çalışan bir işçi iş kazası geçirdiğinde kazadan ilk anda iş yerindekilerin bilgisi olmayabilir. Bu nedenle iş kazası geçiren işçi kazayı bir an önce işverene kazası sonrası tedavi sırasında, işçi doktorunun verdiği ilaçları almalı ve doktorunun önerilerine göre hareket etmelidir. Aksi halde rahatsızlığı artabilir ve kendi kusuru nedeniyle kendisine ödenen ödenekler de kazası geçiren işçiye kurum, olması gereken tedaviyi bildirmesine rağmen sigortalı buna uymamış ise kaza sonrası yapılması gerekli olan tedavi yapılmaz ve geçici ya da sürekli iş göremezlik ödeneği bu ödenekleri alabilmek için tedaviyi kabul kazası geçiren sigortalı çalışanın ve çalışanın yakınlarının bir takım hakları bulunmaktadır. Bu haklar, iş kazası sonrası çalışanın sağlık durumu göz önüne alınarak verilir. Geçici İş Göremezlik Ödeneği Çalışanın istirahatli olduğu sürede geçici iş göremezlik ödeneği verilir. İş kazası geçiren çalışana hastaneden kaç gün istirahat raporu verilirse çalışan o kadar günlük iş göremezlik ödeneği alır. Bu ödenek, çalışanın kaza sonrası aldığı istirahat raporunun ilk gününden itibaren ödenir. Ölüm Aylığı Çalışanın iş kazası sonrası vefatı durumunda hak sahibi yakınlarına gelir bağlanır. İş kazası sonrası yaşanan vefat durumunda sigortalının çalıştığı süreye bakılmaz. Bir gün bile çalışmış olması bu aylığın hak sahiplerine bağlanması için yeterlidir. Sürekli İş Göremezlik Ödeneği Çalışanın sağlık durumu değerlendirilerek sürekli iş göremezlik ödeneği verilebilir. Sağlık kurulu raporu ile meslekte kazanma gücünü yüzde on oranında kaybettiği belgelenen işçiye sürekli iş göremezlik ödeneği bağlanabilir. Cenaze Ödeneği Kaza sonrası vefat eden çalışanın cenazesi için cenaze ödeneği verilir. Bu ödenek kazayı geçiren kişinin eşine, eşi olmaması durumunda çocuklarına; eşi ve çocukları olmaması durumunda anne babasına verilir. Cenaze gerçek ya da tüzel kişilerce kaldırılacaksa ödeme bu kişilere de Ödeneği Çalışanın gelir bağlanmış kız çocukları için evlenme ödeneği verilir. İş kazası sonucu annesini ya da babasını kaybetmiş kız çocuğu evlendiği takdirde ölüm geliri kesilir. Evlenen kız çocuğuna iki yıllık ölüm geliri evlenme ödeneği olarak dışında; iş kazası geçiren işçi, kaza sonrasında dilerse işverene maddi ve manevi tazminat açabilir. İşçi kaza sonucu ölmüşse yakınları, destekten yoksun kalma davası işçilerse kazanın ardından “iş kazası geçirdim şikayetçi olmadım” diye düşünerek dava açma haklarını da kaybettiklerini düşünür. Ancak işçi şikayetçi olmasa da maddi ve manevi tazminat açma hakkı kaza sonrası herhangi bir nedenle şikayetini geri çekmesi ya da şikayetçi olmaması durumunda tazminat davası açma hakkını Kazası Geçiren İşçinin Maaşı Kesilir mi?İş kazası geçiren işçilerin cevabını en çok merak ettikleri konuların başında “iş kazası geçiren işçinin maaşı kesilir mi?” sorusu gelir. Kazayı geçiren işçi ne kadar süre istirahat raporu almışsa o kadar süre boyunca geçici iş göremezlik ödeneği verilir. Bu ödenekle raporun ilk gününden itibaren ödeme almak mümkündür. Bunun yanı sıra “iş kazası raporu maaştan kesilir mi?” sorusu da merak edilen konular arasındadır. Sosyal Güvenlik Kurumu, iş kazası dışındaki raporlar için raporlu sürenin belli bir günden sonrasını ödemektedir. Alınan her rapor maaştan kesilmez; dolayısıyla Sosyal Güvenlik Kurumu geçici iş görmezlik parası ödemez. İş kazası durumunda ise raporun tamamı için ödeme yapılarak iş kazası geçiren çalışanın gelir kaybı yaşaması önlenir. İş Kazası Bildirim Süresi Kaç Gün?5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre iş kazasının Sosyal Güvenlik Kurumu’na işveren tarafından iş kazası bildirme süresi üç iş günüdür. İşveren, kazadan sonraki üç iş günü içinde kaza bildirimini iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile yapmalıdır. Tatil günleri ve resmi günler bu süreye dahil sürelerde işverenin bildirim yapmaması durumunda, bildirimin Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği kurum tarafından işverenden tahsil e-bildirim ile bildirim yapmalıdır. Belirlenen sürede bildirim yapılmazsa işverene, iş yerinde çalışan kişi sayısı ve iş yerinin tehlike grubuna göre para cezası sigortalıların iş kazası geçirmesi durumunda, bir ayı geçmemek şartı ile kendisi tarafından iş kazasına ilişkin sağlık durumunun bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonraki üç iş günü içinde bildirim işverenin kontrolü dışındaki bir yerde iş kazası geçirdiyse işverenin iş kazasının öğrendiği tarihten itibaren bildirim süresi üç iş günü olarak belirlenmiştir. İş Kazası Nereye Bildirilir?İş kazası, işveren tarafından bulunulan yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhal Sosyal Güvenlik Kurumuna ise üç iş günü içinde bildirilir. İşverenin internet üzerinden bildirim yapması yeterlidir. Sosyal Güvenlik Kurumu’na ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yazılı bildirim yapılmasına gerek İşçi İş Kazası Geçirirse Süreç Nasıl İşler?Bir iş yerinde sigortasız olarak çalışan bir kişi, çalışırken iş kazası sayılan haller tanımına giren bir kaza geçirdiği takdirde, tıpkı sigortalı bir işçi gibi değerlendirilir ve sigortalı bir işçinin sahip olduğu tüm haklardan yararlanabilir. Sigortasız işçi iş kazası geçirdiğinde, sigortalı gibi tüm haklardan yararlansa da işveren kayıt dışı işçi çalıştırdığı için para cezası ile Kazasında İşçinin Hakları Kapsamında Tazminatİş kazası geçiren bir işçi ya da işçi yakınları işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. İş kazasında tazminat talebinde bulunmak için iş kazası dava dilekçesi hazırlayabilir. Tedavi giderleri ve kazadan dolayı iş göremezlik nedeniyle oluşan gelir kaybı işçinin açabileceği maddi davaların konusunu kazalarda ise işçinin yakınları işverene destekten yoksun kalma davası açabilir. Kaza sonrası açılan maddi tazminat davalarında amaç işçinin kaza nedeniyle uğradığı zararın işveren tarafından kazaları çalışanda ve çalışanın yakınlarında üzüntüye ve manevi yıpranmaya sebep olabilir. Yaşanan iş kazasında eğer işverenin bir sorumluluğu varsa işverene manevi tazminat davası kazası şikayet süresi ya da başka bir deyişle iş kazası sebebiyle tazminat davası açma süresi, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 Kazası Tazminat Davası Ne Kadar Sürer? İş kazasında işçinin hakları kapsamında tazminat davaları genel itibariyle bir yıl süre içinde neticelenmektedir. Hukuk davalarında, davaların tamamlanmasında ön görülen on ay ve on beş ay dava sonuçlanma süresi kazası tazminat davaları, tarafların iddiaları, görgü şahitlerinin dinlenmesi, maddi zararların tespiti, kusur oranlarının tespiti ve malüllük oranı gibi bölümlerden oluşmaktadır. İş kazası tazminat davalarının süresi, davadan davaya değişkenlik gösterse de genellikle bir iki yıl aralığında içerik 3 Aralık 2020 1424 tarihinde güncellenmiştir. ÖLEN işçinin geride kalan eşine, varsa çocuklarına ölüm aylığı bağlanması için bazı şartların birlikte bulunması tarihi itibariyle belli bir gün sayısının olması bu şartların en başında gelenidir. Şüphesiz bir de yazılı olarak SGK’ya başvurulması gerekir. Başvuru olmazsa SGK kendiliğinden aylık açısından kolaylaştırılmış seçenekÖlen işçilerin geride kalan eş ve çocuklarına aylık bağlanmasında, yukarıdaki genel şartın dışında kolaylaştırılmış bir seçenek daha bulunmaktadır. Buna göre, ölen işçinin ölüm tarihi itibariyle, en az 5 yıldan beri sigortalı olması ve her türlü borçlanma süreleri hariç en az 900 prim gün sayısının bulunması ile de ölüm aylığı bağlanabilecektir. Bu seçenekte aranan, en az 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 gün şartının birlikte bulunmasıdır. 900 gün yok ise askerlik veya doğum borçlanması yapılarak 900 güne ulaşılması mümkün prim gün sayısıGenel kural, ölüm tarihi itibariyle sigortalının en az 1800 prim gün sayısının bulunmasıdır. Burada sigortalının işçi mi, memur mu, yoksa esnaf mı olduğunun da bir önemi bulunmamaktadır. Hepsi için bu genel kural geçerlidir. Dahası ölen sigortalının işçinin ölüm tarihi itibariyle 1800 günü yok ise, geride kalan eş, ölen sigortalının askerlik süresini borçlanmak suretiyle 1800 gün sayısına ulaşabilir. Aynı şekilde doğum borçlanması ile de 1800 güne tarihi de önemliBelirtelim ki, işçiler açısından 900 gün şartı ölüm tarihi açısından da farklılık göstermektedir. Ölüm 1 Ekim 2008’den sonra olmuşsa yukarıdaki esaslar geçerli olacaktır. Ancak, ölüm 1 Ekim 2008’den önce ise 900 güne ulaşmak için askerlik borçlanması günler için hizmet tespit davası açılabilirÖlen işçinin yeterli gün sayısı yok ise ve çalıştığı sürede sigortasının yapılmadığı dönem varsa, geride kalan eşin hizmet tespit davası açması mümkündür. Açılan dava sonucu ölen işçinin çalıştığı süreleri hizmetten sayılır ise kazanılan bu günler mevcut sigorta günlerine ilave edilir. İlave edilmekle de 1800 güne ulaşılırsa ölüm aylığı bağlanır. Ölüm 1 Ekim 2008’den önce olmuş ise kazanılan gün sayısı ile 900 günün tamamlanması da sağlanabilir. Böylece geride kalan eşe yazılı başvuru yapması kaydı ile aylık ki, bu durumda, yani ölüm aylığının hizmet tespitine ilişkin karar ile hak edilmesi durumunda aylık, mahkeme kararının kesinleşmesi tarihinden değil, ölüm tarihinden itibaren bağlanır.Y. HGK, E2011/10-475, K2011/560

iş kazasında ölen kişinin ailesinin hakları